(+18)
Ölüm Tablosu olarak adlandırdığı resimlerle dolu duvara doğru genç kadını ilerletirken içindeki ateşe soğuk suyun döküldüğünü, ani sıcaklık değişimiyle alevlerin sönmekle yanmak arasında kaldığını hissediyordu.
Genç kadının kalçası duvara dayalı olan kahverengi, eski masaya değdiğinde dudaklarını karşısındaki adamın içini eritecek kadar sıcak olan dudaklarından çekti ve buz gibi bakan mavi gözlerini adamın ela gözlerinden çekmeden masaya oturdu. Adamın boynuna adeta yılan gibi sarılmış kollarını biraz daha sıkılaştırıp kendine çekerken genç kadının sırtı, baş düşmanları olan Aslan Sönmez'in çirkin gülümsemeli fotoğrafına değmişti ama aralarındaki çekimden bunu ikisi de fark etmemişti.
"Sen," diye mırıldandı adam kadının açıkta kalan boynuna dudaklarını değdirirken. "Bu dünyada en korktuğum şeysin."
"Neden?" Genç kadın bacaklarını da adamın beline sarıp onu iyice çekerken mırıldanmıştı. Adam, kadının boynunda gezinen dudaklarını çekti ve içindeki intikam ateşini söndürebilecek kadar soğuk olan gözlerine baktı.
"Tek istediğim şey Ölüm Tablosu'ndakileri yok etmekken beni istediğim şeyden alıkoyuyorsun. Soğuğun intikam ateşimi söndürüyor."
Genç kadın, ince ve uzun parmaklarını adamın ensesindeki saçlarında gezdirdi, güzel yüzünde bir gülümseme belirmişti.
"Soğuk olmadan ateşin değeri anlaşılmaz. Bu yüzden, ben intikam ateşini söndürmem, söndüremem."
Söndürmemişti.
Ateş ve Soğuk birbirini tamamlarken intikam isteği hiç olmadığı kadar büyümüş, herkesi yok edebilecek bir şeye dönmüştü.
***
Kapak tasarımı: @kitapkurdululu 💙
Bir kızın görünmezliği, sevgisizliği, kimsesizliği bir hatadan kaynaklanıyor ve bu hata yıllar sonra fark ediliyorsa?
Bu yanlış kimin sayesinde gün yüzüne çıkıyor?