sis

"anne! anne!"

"zıkkım! zıkkım!"

"anne ben okula kalkacam." yahu ben nediyorum ya! okula KALKACAM ne?

"ha ha ha ha tamam kızım okula kalk." tomom kozom okolo kolk. çok komik.

"gülüüyorsun da kahvaltı hazırmı?"

"kahvaltını okulda yap kızım. bu gün çok işim var."

"ne işin var Anne. "

"işim? "

"evet anne kendin dedin ya."

"yok ben öyle bir şey demedim sen yanlış anladın. " yav he he he he he ha. annemin biraz hafıza problemi var. iki saniye önce dediği şeyi hatırlamaz.

yine her zaman ki gibi berbat, vahşet, öküz bir okulun yolunu tuttum. bu okul lanetli diyorlar. anlamadım ama çok şikayet varmış.

(2 saat sonra)

sonunda iki saat geçirebilmiştik. nede olsa ders başladımı zaman geçmek nedir bilmiyor.

teneffüs de okulun kantininde oturdum. arkadaşım Tuğçe yanıma gelip :

"kanka! kanka! kanka! yav kanka!"

amma sinir bozucu şey yeminlen.

"ne var! ne var! ne var! yav ne var!"

"kanka şehire sis çökmüş kimse kimseyi göremiyormuş. "

"öff desene okulda fazladan kalcaz. " işte bu tuğçenin sabrını taşırmıştı.

"yav ben sana diyorum ki şehire sis çökmüş! sen neyini anlamıyorsun? izin vermiyorlar! şehirde sokağa çıkma yasağı var!!!"

"ya bu devlette kafayı yedi! sırf sis olduğu için sokağa çıkma yasağımı olur?."

"kanka vallahi sakın bahçeden dışarıya çıkma. kaybolursun."

(Kapak Tasarımı : @dilay_xx)