Herşeye inancını yitirmiş asi bir kızdı o. Çiçek. Hayat onu hep inançsız ve umarsız olmaya mecbur bırakmıştı ona göre. Sevgiye, merhamete, ilgiye yoksun bir şekilde büyümeyi hakkettiğini düşünen bir çocuktu o. Annesinin küçük yaşta terk ettiği, babasının annesiz büyütmek zorunda kaldığı bir kız çocuğu. Annesi yüzünden sevmeye, sevgiye inanmayan bir gün herkes tarafından terkedileceğini düşünen bir kız. Önce yaşadığı hayatı inkar etti, istemedi. Sonra da bu hayatı ona yaşatanı... Herşeye olan inancını küçükken zaten yitirmişti. Büyüyüp genç bir kız olduğundaysa kainatın, tüm evrenin Yaratıcısını, Allah'ı da inkar ediyordu artık. Ansızın yaşadığı olaylar hayatını tamamıyla değiştirirken, bir Kaktüs olduğunu öğrendi Çiçek. Zaten bir Çiçek olamayacak kadar asi, sert ve ilgisizdi. Ondan olsa olsa Kaktüs olurdu. Renkli yaprakları yoktu mesela, yada onu ilgiyle büyüten bir sahibi yoktu. Nasıl çiçek olsundu? Kabullenmişti. O olsa olsa, çölde kendi kendine büyüyen kimsenin sevmediği, uzak durduğu, dört bir yanı sivri dikenli bir Kaktüs'tü. Nereye kadar inançsız olabilirdi ki? Ne zamana kadar devam edecekti bu? İnsanları ayakta tutan bir et parçası yada kemik yığını değil, inançları ve umutlarıdır demişlerdi. Öyleyse o nasıl inançsız ve umutsuz yaşayabiliyordu? Bu soru zihnini kurcaladığı an artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı. Kendisini kaktüs olarak kabul eden Çiçek bu sorunun cevabını arayacaktı. Bir arayışa girmesi onun mutsuz, umutsuz ve inançsız hayatına anlam katacaktı. Ya bu ARAYIŞ içinde kuru bir Kaktüs gibi yok olacaktı, ya da bir Kaktüs'ten Çiçek yeşertecekti. Bu hikaye, Kaktüs'ten yeşeren bir Çiçek'in hikayesiydi... Başlangıç tarihi : 25.07.2020 Yayımlanma tarihi : 01.12.2020
8 parts