"Biz." dedi Çetin, atlıkarıncalara bakarken. "Bir savaşa girdik, kendi savaşımıza. Şimdi ise kendi savaşımızda kendimize yeniliyoruz." Omzumu silkip ışıklar içinde dönen atlıkarıncaya binen çocuklara baktım. "O zaman ikinci savaş da bitmeden yenelim kendimizi..."
Dört yakın arkadaş, namı diğer dört silahşorlar... Yollar aştılar, yıkık bir harabenin altından kurtuldular, içinde yandıkları alevleri söndürdüler, birlik oldular ve koca bir savaşın içinden kurtuldular. Tüm bunlar yaşanırken eksik olmayan şeyler vardı; yalanlar, pişmanlıklar, bilinmezlikler, sırlar, intikam, nefret... Sırada ise tüm bu yaşananlara karşı ödenmesi gereken bir bedel vardı.
İlk savaş bitti, sular duruldu, alevler söndü, yağmur dindi, savaş sona erdi. Sonra bir rüzgar esti, savaş sonrası sönen alevlerin geriye bıraktığı külleri çok uzaklara sürükledi. Şimdi ise ortada bir bedel vardı, en yakın zamanda ödenmesi gereken. Saklanan sırların ortaya çıkması ve bedelin ödenmesi için tekrar bir cephe kuruldu, tekrar bir savaş ortamı düzenlendi. Şimdi ise sırada ikinci savaş vardı.
Peki siz, ikinci bir savaş için de hazır mısınız?
"Kahretsin! Bu nasıl bir sistem!?"
Sinirle arkama yaslanıp ellerimle yüzümü avuçladım. Saatlerdir sisteme giriş yapmakla uğraşıyordum ama bir türlü giremiyordum. Sistemleri fazla kuvvetliydi. Hemde bir şirkete göre fazlasıyla kuvvetliydi. Bu daha çok şüphelenmeme neden oluyordu.
Tam tekrar deneyeceğim sırada telefonum çaldı. Arayan Maske idi. Telefonu hızlıca açtım.
"Ne buldun?"
Ses değiştirme cihazını kullanıyordu. Bu yüzdende sesi çok cızırtılıydı.
"Daha giriş yapamadım."
Yürek yedim belki de ama doğruyu söylemiştim.
"Şafağa kadar kayda değer bir şey bulamazsan kendine kaçacak delik ara."
"Efendim, sistemleri çok güçlü. Normalde bu kadar uzun sürmezdi. Lütfen, biraz daha süre verin."
"Sana yeterince süre verdim."
"Bir gün daha efendim. Lütfen."
Telefondan cızırtılı sesler gelmişti. Sanırım nefes veriyordu.
"Yarın şafağa kadar vaktin var."
Bir şey dememi beklemeden telefonu suratıma kapatmıştı. Hızla tekrar işe koyuldum. Umarım yarın şafağa kadar kayda değer bir şey bulabilirim...
(Bu kitabı okuyan/okuyacak olanlar size başta saçma gelse de sonradan ileriki bölümlerde ne olduğunu, neden olduğunu açıklıyorum! Çok saçma, bu ne ya, ne alaka, tarzında yorumlar yapmadan önce sabırla diğer bölümleri okumanızı rica ediyorum! Arada sırada yine de saçmalıklar olabilir, ki bu çok normal bir sürü kitapta var, onlar içinse şimdiden özür dilerim!)
*
17/02/2023 Notu: Kitap düzenlenmiştir!
*