Tamamen birbirinden farkı yollar ve hayatlar sadece bir noktada birleşirse ne olur? Onlar birbirlerini tanımayan ve geçmişlerini arayan iki insandı, aradıkları geçmişinde birbirlerini buldular çünkü geçmiş onların en büyük yarasıydı ya da yalanıydı. Hepsinin hayatı tek bir gece yarısında mahvolmuştu, o gece yarısı basit bir trafik kazasından ibaret değildi çünkü o gece herkese yara olmuştu. Herkesin bilmediği bir geçmişi ve aradığı bir benliği vardır bazen sadece karanlığımızı aydınlatacak tek şey benliğimiz olur. Biz kendimizi ne kadar tanıyoruz? Ne kadar beniz? İzel kendini ararken Ulaş'ta buldu, Ulaş ise geçmişini ararken İzel'i buldu. Bu hikaye geçmişin acılarından doğan güneşin hikayesi.
***
Ulaş iki elinin arasına yüzümü alıp yaklaştırdıktan sonra gözlerimin içine baktı.
"Bundan sonra ne olursa olsun hiç tereddütte bulunmayacağım iki şey var kadın. Birincisi biz bu işte beraberiz, senin geçmişin benim geçmişim kadın. İkincisiyse sen o karanlık gecenin bana verdiği tek ve en güzel şeyisin."
Dudaklarımı birbirine bastırdım, o sözlerini söylerken ben bulanıklaşan görüntümü netleştirmeye, gözyaşlarımı tutmaya çalışıyordum. Ulaş bana narin hareketlerle yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma bastırdığında beni asla pes etme, güçlü ol kadın der gibi öpüp kendini çekti. Alnımı alnıma yasladığında o an ikimizin de gözlerinde o gece kimsesizleşmiş çocukluğumuz vardı.
Bu işte beraberiz
Hep öyleydik.
Gerçek şu ki bu yapbozun eksik parçası benim hatırlayamadığım geçmişimdi.
Abisi'nin evlenmesiyle sonunda istediğini gercekleştirip kendi evine çıkan sibel başına gelecekleri bilseydi abisi'nin evlenmesine rağmen baba parası yemek için çalışmayı bırak ayrı ev bile tutmamasına sevinir miydi? ya "evim evim güzel evim" dediği evin ona yaşatacaklarını bilseydi ne olurdu? artık onun için yapacak birşey yoktu zamanı geriye alamazdı.Zaman onun için ne gösterecekti bilemezdi ama artık geri dönüşü yoktu. ..
Kötü kalpli bir kadın yüzünden lanetlenmişti o bedeni oyuncak bir bebekti ruhu ise yıllardır o evdeydi tek kurtuluşu lanetli bir aşktı ama kim onu sevebilirdi ki sevse onun için zorluklara katlanır mıydı? kimse katlanamazdı ona göre ya öyle değilse ya onun için bütün zorluklara katlanan biri varsa olabilir miydi?
bütün mutluluğumla evimi temizledikten sonra temizlik malzemelerini koymak için koridorun sağ taraftaki küçük odaya gidiyordum ki bir anda boynumdan tutulup duvara hızla yapıştırılmamla kalbim korkuyla çarpmaya başlamıştım karşımda bir ruh vardı elleri boğazıma sarılı gözleri öyle korkutucu bakıyordu ki boğazım sıkılmasa çoktan cığlığımı basmıştım ben ona korkuyla bakarken o bakışlarımı umursamadan konuşmaya başladı.
"o bebekten uzak dur" demişti ne bebeğinden bahsediyordu ben cevap vermek istesem bile elleri boğazımı öyle bir sıkıyordu ki sesim çıkmıyordu o ise bu durumu önemsemeden cümlesini tekrarlayıp ortadan kayboldu
"o bebekten uzak dur"