Ilık esen rüzgar şiddetini arttırırken saçlarım yüzüme sert darbeler indiriyordu.Her seferinde ağzımdan çıkan inlemeyle birlikte koşmaya başladım.Bu denli şiddetli bir hava görmemiştim.Yüksek sesle gelen bir uğultuyla daha hızlı koşmaya başladım.Aynı anda bir gümbürdü geliyor,yer hafif sallantıdaydı.Deprem oluyordu ve benim bu ağaçlardan uzak durmam gerekiyordu.Lanet çiftlik hangi taraftaydı.Sıklaşan ağaçlarla nerde olduğumu anlamış oldum.Ormana sapmıştım.Tam geri dönmeye yeltenecekken bir şey... hissedipte göremediğim bir şey kolumdan tutup büyükçe bir kayalığın arkasına çekti.İşlevini kaybetmiş bedenimi harekete geçirmek amaçlı avaz avaz bağıracağım sırada ağzımı kapatan elle dumura uğradım.Sakin ol Vera.Sakin ol Vera.Sa-..ki..Daha fazla dayanamadım ve o şeyi üzerimden çekmeye çalıştım.Başarılı olamayınca tam ağlamaya hazırlanıyordum ki sıcak bir nefesin kulaklarıma usul usul yayılmasıyla merakla dinledim. "Seni bulmak bu kadar zor olmamalıydı.Geçmiş kan kokan sivri pençeleriyle seni bekliyor küçük kız.Gün hesap günü." Dedikleriyle ondan kurtulmaya çalıştım.Fakat devam ettiği cümleleriyle nefes almayı bıraktım. "Eğer biraz daha debelenirsen ellerimin altındaki boynunu kırmam iki dakikamı almaz.O yüzden uslu ol.Tabi arkandaki şeyleri görüpte bayılmanı istemem Dediklerine anlam veremeyen bir korkuyla tepkisizce beklerken tam uzaklaşmışti ki tekrar o sesi duydum: "Hele benden başkasına yem olmanı hiç istemem..."