Birden Denizin burnu kanamaya başladı.Annesi telaşından, ne yapacağını bilmedi.Hemen hastayaneye, kendi doktorunun yanına getirdi.Doktor kızım durumunu anladı, ve kemoterapiye aldılar kızı. Ve doktor bundan sonra, her gün bir defa kemoterapiye gelmelerini söyledi. Anne kız eve geldiler. Artık Deniz liseye gitmiyecekdi. Çünki dışarı çıkması yasaktı. O yüzden olabildiği kadar evde ders almaya başladı.
Günler geçti...
Denizin saçı tamamiyle dökülmüşdü. Evden dışarı çıkmıyordu. Annesi Denizi, okutup, doktor yapmak için elinden geleni yapıyordu. Dediğim gibi Deniz her gün 1 defa kemoterapi oluyordu. Ve buda hiç kolay değildi. Deniz git gide kötüye gitmeye başlıyordu. Annesi onun bu durumuna kahr oluyordu. Ama annesi güçlü olmalıydı, dayanmalıydı. Annesi buna göz yummuyor, ve hemen Denizin doktorunun yanına gidiyor ve bunun başka bir çaresi olup, olmadığını soruyor. Doktor ise:Aslında var. Ama... Çook paha. Bunun bir ameliyatı var, yurtdışında.
Annesi:Ne kadar paha yani?
Doktor:Belirli bir miktarda para yanı.
Anne üzgün bir şekilde eve geliyo. Geliyor ve... Kızını yerde görür. Bayqın bir vaziyyetde. Zann ederki ölmüş.Ama kız ölmemiştir.Anne hemen ağlayarak, kızını sesler. Deniz yavaş-yavaş gözlerini açmaya başlar. Kadın sevinçinden göylere uçar ve:
Allahım sana, çook şükürler olsun. Yavrumu, biricik kızımı bana bağışladın-der.Anne akşam, doktorun dediklərini hatırlar:Kızınız Deniz ameliyat olmasa, 6 aya, 1 yıla dayanamaz... Kızınızı kaybedersiniz. Anne bu sözleri hatırladıkca deliye döner. Gözüne uyku gitmez. Bi şeyler, bir
umud arar...Ve en sonda bir çare bulur.