Hapishanede ana karakter ile karşılaştım.
Tamam. +18 trajik romantizm romanına göç ettiğimi biliyorum ama o neden böyle?
"Hav! Hav! Hav! Grrrr..."
Bu adamın, canavar gibi davranmasına sebep olan bir lanete tutulduğuna inanamıyorum... Ve hepsi bu kadar değil, bazı zamanlar normale dönüyor.
"E-e-eğer bana yaptığın şeyin sorumluluğunu almayacaksan o z-za-zaman b-bana dokunma!"
Her halükârda, muhtemelen bu adamla romantik bir etkileşimim olmayacağı için rahatlamış hissettim.
Bir yıl sonra...
Bu-bu-buradan çıktığım gün, lü-lü-lütfen buluş be-benimle!
Eh, onunla bir kerecik buluşmam büyük bir olay olmazdı. Ama sonra, hapishaneden serbest bırakıldığımda...
***
"Tekrar hoş geldin, benim sevimli küçük kardeşim."
Serbest bırakıldığım gün bir adam bana yaklaştı. Anlaşılan o ki ben kötü ana karakterin kız kardeşiyim.
"Benim yerime hapse girdin, büyük sıkıntılar çekmiş olmalısın. Ben yalnızca seni bekledim."
...Has*ktir. Erkek kardeşim erkek ana karakterin yeminli düşmanı mıydı?
***
3 yıl sonra erkek ana karakterle karşılaştım. Son görüşmemizdeki hâlinden tamamen farklı görünüyordu.
"Uzun zaman oldu, İana. Şimdi seni kaçıracağım."
Birce Sağlam, Diyarbakır'da görev yapan bir Türk askeridir. Kendisine gelen telefonla, ''Pençe'' isimli özel bir time alındığını öğrenir. Görev için gittiği Hakkari'de hayatının aşkını bulacak, aynı zamanda geçmişten gelen bir gölgeyle savaşacaktır.
"Bir ülkü uğruna geçen bunca sene, bir ülke uğruna çekilen bunca çile. Sen asker, bu bayrağın alltında nefes aldığın sürece, değişemezsin şu Türklüğünü hiçbir şeye."