Kod Adı : ZEHİR (Ara Verildi)
  • Membaca 92,300
  • Suara 4,532
  • Bagian 14
  • Membaca 92,300
  • Suara 4,532
  • Bagian 14
Sedang dalam proses, Awal publikasi Agt 23, 2020
. 
. 
. 
.
.
. 
. 
. 

Kadınlara döndü. "Soyunun." diye bağırdı. Kadınlar birbirlerine baktı ve bazıları ağlamaya başladı. Aralarında Kürtçe bi şeyler konuşuyorlardı. 

"Size diyorum lan, soyunun." dedi ve silahını kadınlara doğrulttu.

Nerde kalmışlardı, kafayı yiyecektim burda. 

Kadınlar birbirlerine baktı. Bazıları soyunmayınca silahı kadının kafasına hedef aldı ve sıktı. 

Gözlerim dolarken, ellerim yumruk olmuştu. 

Yemin ediyorum sana kimsenin unutamayacağı bi ölüm vadedeceğim.

Kadınlar korkuyla ve ağlayarak soyunurken izlemekten başka bi şey yapamıyordum. 

Piç kuruları soyunan kadınları izliyorlardı. 

Kadınlar iç çamaşırlarıyla kaldığında tirtir titriyolardı. 

Adamlara emir verdiler bi kaç tane kadınları çadıra kattıklarında bunları kendilerine ayırdıklarını anladım. 


   ❤🇹🇷❤🇹🇷❤🇹🇷❤🇹🇷❤🇹🇷❤🇹🇷❤
. 
. 
. 
. 
. 
Aşk güzeldir karşılığı varsa ama karşılıksız da sevilir,  söz konusu "VATAN"sa... 
. 
. 
. 
. 
.
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan Kod Adı : ZEHİR (Ara Verildi) ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
atau
#247emir
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
SİYAHİR  oleh ben1deniz
15 Bagian Sedang dalam proses
Havanın sıcaklığı, çölün ortasında bir yangına dönüşmüştü. Kumlar, güneşin altında daha da sertleşiyor, her adımda bacaklarınıza yükleniyordu. Sırtındaki çanta, sanki her saniye biraz daha ağırlaşıyor, ama o hiç durmaz, yürümeye devam ediyordu. Adımlarını atarken, gözleri sadece ileriyi görüyordu. Burası, askerlerin kaybettikleri her şeyin, her umudun olduğu yerdi. Zorluğun başladığı, ancak vücutlarının ona alışmasıyla bir şekilde unutmaya çalıştığı yerdi. Burası, zihninin sınırlarını zorladığı, karanlık düşüncelerle baş başa kaldığı yerdir. Saatler geçtikçe, ayaklarındaki acı, aslında daha fazlasını hissettirmeye başlar. Bir müddet sonra, fiziksel sınırların ötesine geçer ve zihin buna ayak uydurur. İlk başta kaslarınız bağırırken, sonradan sadece bir donukluk kalır. Vücudun ne kadar yorulursa yorulsun, komutanın emri, görevdeki sorumluluğun baskısı, bir adım daha atmanı sağlar. Çünkü geri dönemezsin. Bir çığlık duymamak, bir yudum su içmeden yol almak... Bu, tüm askerin yaşadığı mücadeleydi. Kendini bir çukurun dibinde hissettiğin zaman, etrafındaki dünyayı duyamazsın. O kadar yalnızsındır ki, neredeyse hayatınızdaki her şeyin geçici olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ama her gün bu hatırlatma bir şekilde unutulur. Çünkü seni bekleyen görev vardır. Ve o görev bitmeden, ne kadar acı çeksen de devam etmek zorundasındır. Gözlerinde uyku eksikliği, vücudunda kanla karışmış terin izleri, aslında seni oraya getiren o içsel güçle savaşıyor gibidir. Bazen derin bir nefes alırsın, ve sonra bir adım daha atarsın. Ama bu bir seçim değildir. Sadece, bir asker olmanın tanımıdır.
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
SİYAHİR  cover
DİLSİZ KURT cover
 TOPRAK  cover
KAN VE KEMİK cover
üvey Ablamm gxg cover
Alçin Sönmez  cover
DİRENİŞ cover
HUDUT cover
Mafyamı +18 cover
Yüzbaşı "Kan"🩸 cover

SİYAHİR

15 Bagian Sedang dalam proses

Havanın sıcaklığı, çölün ortasında bir yangına dönüşmüştü. Kumlar, güneşin altında daha da sertleşiyor, her adımda bacaklarınıza yükleniyordu. Sırtındaki çanta, sanki her saniye biraz daha ağırlaşıyor, ama o hiç durmaz, yürümeye devam ediyordu. Adımlarını atarken, gözleri sadece ileriyi görüyordu. Burası, askerlerin kaybettikleri her şeyin, her umudun olduğu yerdi. Zorluğun başladığı, ancak vücutlarının ona alışmasıyla bir şekilde unutmaya çalıştığı yerdi. Burası, zihninin sınırlarını zorladığı, karanlık düşüncelerle baş başa kaldığı yerdir. Saatler geçtikçe, ayaklarındaki acı, aslında daha fazlasını hissettirmeye başlar. Bir müddet sonra, fiziksel sınırların ötesine geçer ve zihin buna ayak uydurur. İlk başta kaslarınız bağırırken, sonradan sadece bir donukluk kalır. Vücudun ne kadar yorulursa yorulsun, komutanın emri, görevdeki sorumluluğun baskısı, bir adım daha atmanı sağlar. Çünkü geri dönemezsin. Bir çığlık duymamak, bir yudum su içmeden yol almak... Bu, tüm askerin yaşadığı mücadeleydi. Kendini bir çukurun dibinde hissettiğin zaman, etrafındaki dünyayı duyamazsın. O kadar yalnızsındır ki, neredeyse hayatınızdaki her şeyin geçici olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ama her gün bu hatırlatma bir şekilde unutulur. Çünkü seni bekleyen görev vardır. Ve o görev bitmeden, ne kadar acı çeksen de devam etmek zorundasındır. Gözlerinde uyku eksikliği, vücudunda kanla karışmış terin izleri, aslında seni oraya getiren o içsel güçle savaşıyor gibidir. Bazen derin bir nefes alırsın, ve sonra bir adım daha atarsın. Ama bu bir seçim değildir. Sadece, bir asker olmanın tanımıdır.