"Onu ilk gördüğümde kaçamayacağım bir aşka tutulduğumun farkındaydım. Tıpkı yanacağını bilerek ateşe kaçmaktan kurtulamayan ateş böcekleri gibi." Yaşadıklarımız, yaşattıkları, hissettiklerimiz, hissettirdikleri ve yaptıkları. Beni yavaş yavaş bir cehenneme sürüklese de ondan kaçamayaşım. Her gördüğümde kalbimi delicesine harekete geçirmesi ve her dokunduğunda aslında onun benim bedenimin bir parçası olduğunu hissetmem. Özgürlüğümü onun özgürlüğüyle beraber kazanmam ama cennetimi onun cehnnemiyle kaybetmem. Onunlayken yavaş yavaş kaybolmama rağmen kendimi bulduğuma inandırmam. Olduğum yer benim suçum hissetiklerim onun suçu. İkimiz de suçluyuz. O sadece cehennemin elçisi ben ise sadece cennetin kovulmuşu.
1 part