"İkisini yanyana koridorda gördüğümde bir şeylerin yanlış olduğunu anlamıştım. Birinin yüzünde kocaman, parlak bir gülümseme vardı. Oysa digerinin yüzünde buz gibi bir keder vardı. İkiside gelip önümde durdu. Nişanlım hemen elimi tuttu. Bileğindeki künye bilegime sürtüyordu. Şafak'ın bize nişan hediyesiydi. Yüzünde ölçülü bir gülümsemeyle bana elini uzattı. Tebrik etti. "Keşke haberim olsaydı. Size daha güzel bir hediye verirdim. Artık düğüne kaldı" dedi. "Antikadır" dedi künyeyi gösterip. Ben o künyeyi çok iyi tanıyordum. Annemin künyesiydi. Şafak'a onu ben vermiştim. Annemden kalan tek hatırayı onun bileğine takmıştım. Başkalarına değil ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu anlatmak için. Şafak benden daha zarif bir çözüm bulmuştu. Ona aşk olduğumu anlatan ikimize özel bir hediyeyi nişanlımın bileğine takarak bana aramızdaki herşeyin bittiğini söyledi. Ondan vazgeçemeyeceğimi anladığım ilk andı. Elinden tutup bu kadın benim sevgilim diyemedim. Kimseye karşı çıkamadım. Nişanı atamadım. Beni hayatından silkeleyip atmasına karşı koyamadım. Öyle sakince künyeyi geri verdi ki bana benden daha güçlü olduğunu net bir şekilde kanıtladı." Ben Uğur Kılıçoğlu 70 yaşındayım. Bu gün bana alzheimer tehşisi konuldu. Beynim küçülmeye başlamış. Zamanla şu anda benim için önemli olan herkesi ve herşeyi unutacağım. geriye sadece unutlmaz hatıralar kalacak
17 parts