Acım gözyaşlarıma sığmıyor. Acım kağıtlara sığmıyor. Acım sigara paketlerine sığmıyor. Ölüyorum ve beni kimse görmüyor.. Önce yağmur yağmaya başladı. Yağmuru hiç sevmezdim. Bana o karanlık ve çirkin geceyi hatırlatırdı. Sonra aniden kesildi. 'Hah. Beni gerçekten bu aptal hava kesiti ile üzebileceğini mi sanıyorsun Tanrı'm.' Sanıyorsa doğru sanıyordu. Çünkü ne zamandır yürüdüğümü bilmediğim bu yolda sırılsıklam ıslanmıştım. Üstelik fark etmemiştim bile. Daha sonra Güneş'in eşsiz ışığı düştü yeryüzüne. Islak bulutlar ile sıcak güneşin buluştuğu o nokta rengarenk aydınlanıverdi birden. 'Üzdüğün gibi nasıl mutlu edeceğini de biliyorsun.' Renklerin toplandığı gökyüzüne baktım bir süre. Bu dünya bu güzel renkleri görmeyi hak etmiyordu.