Not: Yetişkin içerik ve cinsel ögelere yoğun bir şekilde yer verilecek, şiddet, vahşet ve olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar işlenecektir. Eğer bu konularda hassassanız okumayın. (Bunu şaka olsun diye ya da okunma kasmak için söylemiyorum, ilk bölümlerde tabi ki bu sahnelerden yok, Kukla 20. bölüm ve sonrasında asıl olaylara giren bir kurgu, ilk bölümler klasik ve klişe gelebilir ama değil. Yani bu uyarıları yaparken son derece ciddiyim, lütfen siz de başlamadan önce dikkate alın.)
~~~
Kaçmak... En iyi bildiğim şeydi. Yakalanmak istemiyorsam beni kimse yakalayamazdı. Ve şimdi en iyi bildiğim şeyi yapmam gerekiyordu, kaçmam gerekiyordu. Hayatım buna bağlıydı. Büyük alanı dolduran tüm o coşku nidaları... Kafalarına geçirdikleri tuhaf maskelerin ardına gizlenen yüzden fazla insan... Ölmemi istiyordu, ya da celladıma çıkacak olan görev her neyse... Hayatta kalsam bile benden bir şeyleri eksiltmek istiyorlardı. Yalnızca benden de değil... Sekiz tünel vardı, her birine üçer kurban düşüyordu, kurbanlardan biri de bendim.
Bu noktaya nasıl gelmiştim? En son yeni başladığım okulumda Yasemin Koçer ile en büyük klişeyi yaşıyorduk, şimdi karşımda Yasemin Koçer yoktu, Aenean adında bir kadın vardı. Aynı beden, farklı isim... Ve istediği tek şey kanımın aktığını görmekti, can verdiğimi...
Bilemezdim... Basit ve klişe olarak adlandırıp hafife aldığım kadının en büyük kâbusum olacağını.
Ben İzel İzem Hancı... Tüm hayatı bir kâbustan ibaret olan kadındım ben. Korkuyordum ve korkum benim tetikleyicimdi. Şimdi tek yapmam gereken olabildiğince hızlı kaçmak ve hayatta kalmaktı.
Bugün ölmeyecektim...
~~~
Hayatım mücadele verdiğim bir savaş alanıyken ya mağlup olacaktım ya da kazanacaktım. Bana sunulan sadece iki yoldu ve o her iki yol da beni hayatın içinde belki de bilmediğim farklı yollara sürüklemişti.Kim bilebilirdi ki? Gerçek sandığımı bildiğim hayatım daha ne kadar yalanlar havuzunda yüzecekti, boğulmaya ramak kalırken kim çekip çıkartacaktı.
Zaman daralıyor, vakit geliyordu ve herkes tercihini yaparken ya kaderlerine mahkum olacak ya da o kaderi yeniden yazacaklardı.
Yalanla gerçeğin üstüne kurulu bir düzen varken, gerçeği kim yalanla kapatabilirdi ki.
Asıl yalan gerçeğin ta kendisidir ve siz bilmeden tüm kartları açık oynarsınız çünkü kader ağlarını tesadüfe örerken, gerçeğin üstünü asla kapatamazsınız. Hayatta gerçeklere yer vardır, yalanlardan arta kalmış gerçeklere... Sandığınız kadar yalancı değildir hayat...
Belki de öyledir, kim bilir.
-Kitap tamamen şahsıma aittir. Herhangi bir çalınma durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
-Kapak tasarımı @0Zeynep6 hesabına aittir.
-İnstagram hesabımız: @mahperi00_