''Özür dilerim,ben...gerçekten özür dilerim.'' diye zorlukla mırıldandı kanlı bedenimi acı çekercesine süzerken.
Yanıma doğru bir adım atıyordu ki korkuyla irkildim ve bir refleks ile inledim. ''B-bana,'' kurumuş dudaklarımla zorlukla konuştum. ''-bana zarar verme,l-lütfen.''
Başını şaşırmışçasına salladı ve yutkundu. ''Hayır.Sana zarar vermeyeceğim,Rosa.''
Gözlerim kapanmak üzereydi,tavandaki zincire bağlı olan bileklerimden bir kan koluma ilerliyordu.Çıplak bedenimi ondan saklayacak,hatta bunu düşünecek durumda değildim.O ise bana zorlukla bakıyor gibiydi.Bir adım attı,ben ise geriye doğru sedelemeye çalıştım.Zincirlerin çarpışma sesi etrafı doldurdu.
''Şşt...'' Fısıldadı ve koluyla zincire uzandı.Özen ile zinciri inceledi ve yavaşça elini tekrardan çekti. ''Seni ne kadardır burada tutuyorlar?''
Omuzumu silkmek istedim,yinede bu bana acı verirdi.Cevap vermedim ve gözlerimi yorgunlukla yumdum.Çok uzun bir süredir burdaydım.
Uzun parmaklarını yanağıma götürdü.Fakat kendimi çektim ve telaş içinde inledim.Zincirler her hareketimde bileklerimi kesiyordu.
Zincire doğru kafasını yukarı doğru kaldırdı ve yüzünü ekşitti. ''Babam bu sefer ileriye gitti.Eğer burada olsaydım...yemin ederim,'' Kafasını sinirle salladı ve dişlerinin arasından soludu. ''Sana yemin ederim buna izin vermezdim.''
Cevap verme gereği duymadım.Acınılacak bir haldeydim.
Gözlerini bedenime kaydırmamaya özen gösteriyordu.Çöktüğü yerden ayağa kalktı.Botları desenli zeminde ses çıkarıyordu ki,başımı yorgunlukla kaldırıp mırıldandım. ''Çıkar,'' Yutkundum,uzun bedeni öylece kaldı. ''-çıkar beni buradan.''Todos os Direitos Reservados