İçindeki kasvet öyle bir çoğalmıştıki Mardinin buz gibi soğununa aldırmadan kendini balkona zor atmıştı. Elleriyle demirlerdeki yeni tutmuş karı temizledi ve ellerini yasladı. Git gide sıkışan kalbinin ağırlığı artık fazla gelirken içinden söküp atmak istiyordu. Gözlerini kapatıp tekrar derin bir nefes aldığında. Kendisine seslenen güzel gözlüsünü duydu. Balkonun altında durmuş askeri ünüforması ile duruyordu. Kalbinde ki ağırlık geçerken bu seferde sevdiği adamı gördüğü için ağırlık yüklenmişti. Adamının gözlerindeki duyguyu anında almıştı kadın. Önemli bir konu vardı ve güzel gözlüsünü çok üzüp zorlayan bir şeydi. Konunun kendine dokucağını elbette tahmin etmişti. Saniyeler sonra kapısı çaldığında kadın heyecan ile koştu kapıya. Uzun uzun sarıldı sevdiğine. İki aşık yan yana koltuklara geçtiğinde genç adam söyleyeceğini düşündükçe terlemeye başlıyordu. Onun kadını öyle bir bakıyordu ki gözlerine nasıl söylebilirdi. -canın sıkkın gibi ne oldu Beklemenin bir faydası olmayacağını bilen adam daha fazla beklemedi. -gitmem lazım bal kokulum Kızın içine oturan sıkıntının cevabı bu olmalıydı ama o hep giderdi şimdiki sorun neydi -sen hep gidersin şimdiki sorun ne -uzun bir süre dönemeyeceğim belkide dönemem Kızın eli ayağı boşalmıştı. Zangır zangır titrerken sevdiğinin elleri ellerini buldu. -Ne zaman geliceksin beni ne zamana kadar nefessiz bırakacaksın -Karlar eriyene kadar balım Adam içinden tekrar etti 'Karlar eriyene kadar'All Rights Reserved