FISILTI
  • Reads 7,732
  • Votes 3,450
  • Parts 41
  • Reads 7,732
  • Votes 3,450
  • Parts 41
Complete, First published Sep 15, 2020
UYARI: fantastik kurgudur!!!

---------------------------------------------------

700 yıldır yaşayan ölümsüz bir prens...

Resim çizmeye tutkulu olan genç bir kız...

Kaderleri birbirine bağlı olan iki yabancı...

700 yıllık ölümsüzlük lanetini bozmak için yola çıkan Prens Shin ju kang, Sterliçya ile karşılaşana dek sürdürdüğü ölümsüz hayatı oldukça sakindir. Fakat Sterliçya hayatına girdiğinde beraberinde getirdiği 'ahiret taşı' bilgisiyle prensin yaşamı alt üst olur. Prens bu sefer her türlü ölümsüzlük lanetini ortadan kaldıran ahiret taşını bulmak için yola çıkar. Ama bu sefer yalnız değildir. Yanında onlarda vardır...

"Tanrı, bana seni hediye etti. Şimdi nasıl ölümü dileyebilirim ki ben?"

-----------------------------------------------------

14.10.2022 tarihinde #alternatif etiketiyle 1. Sırada
All Rights Reserved
Sign up to add FISILTI to your library and receive updates
or
#15sonsuzluk
Content Guidelines
You may also like
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
GECENİN İZİ by hisssizyazar
36 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 9
ellerine baltalar yakışmaz sana ibrahim  cover
Efsanevi Ejder⚔️ cover
DOĞU TÜRKİSTAN'IN SESİ  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
SAKA VE SANRI cover
Fındık Tarlası cover
Sokak lambası  (düzenlenecekdir!)  cover
Dördüncüyü Dışlamak  cover
GECENİN İZİ cover

ellerine baltalar yakışmaz sana ibrahim

5 parts Complete

Ah İbrahim, kalbimi put sanıp baltanı döndüre döndüre vurup kıran sen misin? Gaddarca bir tabir ithaf etmek istemiyorum, emanet gibi durur üzerinde. Ellerine baltalar yakışmaz ki sana İbrahim.