EYLÜL
  • LECTURES 83
  • Votes 3
  • Parties 1
  • LECTURES 83
  • Votes 3
  • Parties 1
Terminé, Publié initialement sept. 30, 2014
Eylül ayının son aylarıydı en mutlu günlerimdendi tabi o haberi almadan annem ölmüştü oldukça üzgüdük ardından babam 3 aylık bir tatil için tekneyi hazırladı annem le babam bir  arabada trafik kazasından annemi kaybettik ama babamda bir çok amilyat oldu onunda canı acıyordu hissediyordum bir yandan üvey kardeşim sevgilisinden kötü bir şekilde ayrılmıştı. Tekne yuru teyzemden aldığım  haberle bitmişti evimize hırsız girmiş tekne tatili bitti eve döndük benim için aslında herkes için zordu annemin kokusu dağılmıştı eve buram buram burnuma geliyordu gözümden bir yaş düştü ardından annemin odasına girdim benim için en zor anlardan biri idi hırkasını hasretle içime çektim  nede çok özlemişim göz yaşlarım sel oldu üvey kardeşime tutundum  zor günler başlıyordu okul açıldı aslında söyle düşünüyorum mezarlığa gitmeye korkan ben nasıl olurda annemin mezarlığına giderim ama gitmek zorundayım 
SİL BAŞTAN BAŞLAMAK GEREK BAZEN
 BU HİKAYE GERÇEK DEĞİLDİR
Tous Droits Réservés
Inscrivez-vous pour ajouter EYLÜL à votre bibliothèque et recevoir les mises à jour
ou
#282eylül
Directives de Contenu
Vous aimerez aussi
AİDİYET - ADEN & DEVRİM, écrit par RuyamG
39 chapitres Terminé
''Yıllardır beni görmeni bekliyorum.'' Bir eli çıplak sırtımdayken diğer eli bacağımı okşuyordu. Sıcak nefesi dudaklarıma vururken ifadesiz kalmak benim için çok zordu. İçimden yükselen duygularla ona teslim olmak istiyordum. ''Her zaman bir adım arkandaydım. Sadece bir kere... kafanı çevirseydin beni görürdün, Aden.'' Sesindeki muhtaçlık ona hiç yakışmıyordu. Herkes onun gücünden ve ne kadar yenilmez olduğundan bahsederken onun tek istediği bendim. Hem de yıllardır... Hislerini bilmediğimi ve onu görmediğimi düşünüyordu. Ne kadar yanıldığını ah bir bilse! ''Kokunu özledim.'' Kafası boynuma sokulurken bedenim istemsiz olarak titredi. Ben... daha önce bu hislerle hiç kuşatılmamıştım. Bedenim benden bağımsız hareket ediyordu. ''Devrim...'' Anında işaret parmağıyla dudaklarımın üzerini örttü. ''Şhhh,'' ''Bugün benim sıram, Aden Özkan.'' Hem aklımı başımdan alıyor hem de konuşmama izin vermiyordu. ''Seni her gördüğümde yapmak istediğim ilk şey buydu.'' Sırtımdaki elini sıkılaştırırken bacağımdaki elini daireler çizerek belime çıkardı. ''Seni böyle kollarımın arasında sarmak istiyordum.'' Fısıldayarak, ''Sonsuza kadar.'' dedi. ''Devrim, ben...'' ''Bir kez daha sözümü kesersen Aden, seni susturma yöntemim dudaklarım olacak.'' Ne!? Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Kollarının sıcaklığıyla mayışan bedenim gerginleşti. ''Buna daha fazla dayanamıyorum. Sensizlik... beni mahvediyor.'' Sözleriyle darmadağın olmuş bir haldeydim. Onun olmak istiyordum. Bunu yapamazdım çünkü bizim ailelerimiz düşmandı! Devrim ne düşündüğümü anlamış olacak ki, ''Siktiğimin düşmanlığı umurumda bile değil, Aden.'' dedi. Oturduğum masaya heybetli bedeniyle yaklaştı. ''Ben Devrim Soypak, seni kendime alacağım.'' ''Öyle ya da böyle!'' ''Hazırlan Aden, çok yakında gelinim olacaksın.''
Vous aimerez aussi
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
BERDEL (+18) cover
Güneş Çiçeği | yarı texting 𓍯𓂃 cover
SERENDİPÇE cover
Rus mafyası / Yarı Texting  cover
GÜNAHA DAVET ( +24 ) cover
KÖYLÜ GENÇLER (+18) cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
Takıntı cover
AİDİYET - ADEN & DEVRİM cover

Lafügüzaf

24 chapitres En cours d'écriture

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.