Otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü ardına bırakarak dağa çekildi Zerdüşt. Dağda on yıl zaman zarfında, bıkmadan, usanmadan hep ruhunu dinledi... Ve sonunda içinde, gönlünün derinliklerinde bir değişiklik duyumsadı. Günlerden birgün yıldız, aydınlatacak bir şeyin kalmasyadı yazgın ne olurdu? On yıl varki buruya mağarama çıkıyorsun. Eğer, ben, kartalım ve yılanım olmasaydık, ışığından ve yolundan bezerdin. Fakat her sabah seni bekledik. Işığının fazlasını aldık ve bunun için seni kutsadık.
Bak! Ben, fazla bal toplamış arı gibi uzanacak ellere muhtacım. İnsanlar arasında, akıllılar deliliklerine; fakirlerde zenginliklerine kavuştuğu o derin sevinci tekrar yaşatmak için armağanlarımı paylaştırmak istiyorum. Bunun için aşağılara inmeliyim. Nasıl ki sen, cömert yıldız, akşamları denizin arkasına iniyor ve arkadaki dünyaya ışık götürüyorsan, ben de senin gibi, inmek istediğim insanların arasına girmek istiyorum.
Ey, en büyük mutluluğu bile kıskanmadan görebilen tek göz, beni kutsa!... Taşmak isteyen kadehi kutsa ki içinden su, altın gibi aksın ve mutluluğun parıltılarını her tarafa saçsın.
"Bak, bu kadeh yine boşalmak, Zerdüşt yine insan olmak istiyor." Zerdüşt'ün on yıl sonra insanların arasına karışma isteği ve dağdan inişi böyle başladı.
İlgi Kültür Sanat
Genel Yayın Yönetmeni / Ahmet İzci
Çeviri / Korkut Ata
Editör / Taner Dileklen
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur;
Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır oradaki komşusunun mesleğine olan aşkından asker olmak ister...
Peki bir gün sırf kızı istedi diye ziyarette gittiği hastanede gerçek ailesini bulursa? Gerçek ailesindeki abileri onu istemez ise? İkizi ondan uzak dursa? Kardeşleri ondan korkarsa?...
Asena eski ismiyle cemre ben Asena ismini ve soyadını veren bir manevi babam var. Onun sayesinde asker oldum. Şuanda onun öğrencisi olarak hayatıma devam ediyorum...
Ben yüzbaşı Asena GÜÇLÜ olduğum için gurur duyuyorum kendimle.