KIRLANGIÇLAR DA GİDER
  • Reads 95,742
  • Votes 3,714
  • Parts 35
  • Reads 95,742
  • Votes 3,714
  • Parts 35
Complete, First published Sep 21, 2020
Ali diyorum...
Ali bakmıyor yüzüme suçlu çocuklar gibi eğmiş başını. Bakamıyor...
Ali diyorum yine sesim kalbimden mütevellit kırık dökük... 

Ali anlıyor beni. Anlıyor da ses edemiyor.  Biliyor ki bu son konuşmamız. Biliyorki yıllardır kovduğu halde yamacından ayrılmayan kadın uzağa hem de çok uzağa gidecek. Biliyor ki sevilmeyen kadınlar gider. 

Gidiyorum. Ardımda geç kalmış bir adam yüreğimde eskimeye yüz tutmuş sevdam. Nasıl seviyorsun onu diyor içimdeki çocuk. Kızmış bana. Sırtındaki kemer izlerinin sebebi o adam diyor. Sırtımdaki yaralar sızlıyor. Susuyorum. 

Elimi karnıma koyuyorum. Haberi dahi olmadığı bebeğini alıp gidiyorsun diyor içimdeki çocuk. Haberi olsa da gitme demezdi üzülme sen ona diyorum. Üzülmüyor. Ben üzüntüden ölüyorum.

[20 eylül 2020 başlıyoruz...]
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add KIRLANGIÇLAR DA GİDER to your library and receive updates
or
#1gitmek
Content Guidelines
You may also like
BELDAR by BiCeruVar
27 parts Ongoing
Uzun mu, kısa mı? Kaç hayat sığar bir saniyeye? Kaçı mahvolur? Kaç ömür kurtarılabilir peki? Bir saniyenin değerli olduğunu toprakları uğurunda verilen kanlar ile ölçüp biçmişlerdi. Üç adam, üç cengaver, nasıl anlatılır bilinmez ama bir araya gelmeleri vatan sevdaları sayesinden olmuş üç aslan yürek. Gurur, Onur, Tugay... Duruşlarında Türk topraklarının yenilmez çevikliği, bakışlarında alevlenen bir vatan evladı, ruhlarında ise kaybetmeyi asla kabul etmeyen dik başlılık. Bu yola baş koydukları andan itibaren geride bıraktıkları hayatlar, onlar için yeni bir gelecekten ibaretti. 'Bayrağımız şerefimizdir bu bayrağa uzanacak her elin sahibi de bizim için bir leştir.' bir komutan sesi yankılandı duvarı olmayan arazide. Karşısındaki ekibin toyluğunu, içlerinden vazgeçeceklerin olacağını bilse dahi alnından akan terle, gırtlağından kopan bağrışıyla öğrendiği her detayı da bıkmadan öğretecekti. Ancak adam çakır mavilikleriyle öylesine emin bakıyordu ki daha şimdiden çekingenlik sarmıştı karşısındaki ekibi. Kan gibi kızıl bir söz, bayrak, vatan, millet, umut... Sırtlarındaki onlarca kilo, yüreklerindeki toprak sevdasından daha hafif geliyordu. Bir de her daim omuzları üzerinde olan kefenle meydan okuyorlardı hayata. Bu işin şakası yokken hayatın başlı başına bir espiri niteliği taşıması ise acımasızlığın ana rotasıydı. An geliyor derin mavi sular, an geliyor keskin soğuk hava ve an geliyor tek kişinin dahi aşması zor olan daracık alanlardan yürüyorlardı. Akıllarında da yüreklerinde de tek cümle; 'Biz şekil için yaşayıp, tarz için ölenlerden değiliz. Biz şeref için yaşayıp, vatan için ölenlerdeniz.' Onlar için sevda, Merhamet, Uyku, Onlar için huzurlu bırakılacak tek bir düşman dahi yoktu.
Mavi Girift (✓) by siyahazim
14 parts Complete
İslâmî bir kurgudur... "Oruç yemek yememek, su içmemek gibi görünebilir fakat bundan ibaret değildir. Dilin yalandan, gözün haramdan, elin yanlıştan, burnu haram kokulardan, kulakların hayırsız sözlerden korumaktır. Oruç sadece yemek yemeyerek tutu-" Ani bir biçimde doğrulup sesini yükseltirken irkilerek sustum. Üç gündür bu evde nasıl duruyor anlamış değildim. "Anlatma bana. Beni senden ayıracak hiçbir şey anlatma bana! Seni özlüyorum! Özleminden ölüyorum!" Sesi konuştukça- pardon. Sesi anırdıkça yükselirken korkuyla yerimden doğruldum. Ses evi inletirken Umut'un bunu duymaması için kış uykusunda olması gerekir. Gözleri kararmış adam üzerime hırslı bir adım attığında korkuyla geri çekildim. Anlındaki damar sekerken onun böyle zıvanadan çıktığını görmek gerçekten güç bir meziytti. "Sakin ol ve odamdan çık. Ben demedim sana yemin et." Dedim sakinlikle. Fakat o şuan nefes alsam bile üzerime atlayıp beni parçalayacak olduğundan ne dediğimin bir önemi yoktu. "Seni boğana kadar severim Ebrar. Nefessizlikten çok zevkle çırpınırsın ama seni bırakmam!" Diye hırladığında eskiden olsa bu cümlesine verecek çok cevabım varken şimdi sadece utançla başımı eğdim. Ne diyebilirim ki? Uzun süreli hatta bana zamanın durduğunu bile düşündüren sessizlik oldu. Benden uzak durmasını söylediğim adamın sözlerine hayıflandım. "Yalvarıyorum. Şu nikahı benimle yap. Dayanamıyorum. Yalan söylediğimi gördün mü hiç Ebrar? Hiç dayanamadığımı duydun mu? Samimiyim. Lütfen. Yalvarıyorum." Kalbim tir tir titredi. O an kapı tıklandı. _ Yayın tarihi: 12.07.2022 Final tarihi: 06.11.2022
You may also like
Slide 1 of 10
BELDAR cover
AŞK BUSE'Sİ (Tamamlandı)  cover
HAİN PLAN 🚼 cover
Turunculu. cover
Mavi Girift (✓) cover
Küçük Kuma. cover
Rus Kaçağı - Aşk Sizi Hayata Tekrar Döndürebilir Mi? cover
İMDADIM cover
Fındık Tarlası cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover

BELDAR

27 parts Ongoing

Uzun mu, kısa mı? Kaç hayat sığar bir saniyeye? Kaçı mahvolur? Kaç ömür kurtarılabilir peki? Bir saniyenin değerli olduğunu toprakları uğurunda verilen kanlar ile ölçüp biçmişlerdi. Üç adam, üç cengaver, nasıl anlatılır bilinmez ama bir araya gelmeleri vatan sevdaları sayesinden olmuş üç aslan yürek. Gurur, Onur, Tugay... Duruşlarında Türk topraklarının yenilmez çevikliği, bakışlarında alevlenen bir vatan evladı, ruhlarında ise kaybetmeyi asla kabul etmeyen dik başlılık. Bu yola baş koydukları andan itibaren geride bıraktıkları hayatlar, onlar için yeni bir gelecekten ibaretti. 'Bayrağımız şerefimizdir bu bayrağa uzanacak her elin sahibi de bizim için bir leştir.' bir komutan sesi yankılandı duvarı olmayan arazide. Karşısındaki ekibin toyluğunu, içlerinden vazgeçeceklerin olacağını bilse dahi alnından akan terle, gırtlağından kopan bağrışıyla öğrendiği her detayı da bıkmadan öğretecekti. Ancak adam çakır mavilikleriyle öylesine emin bakıyordu ki daha şimdiden çekingenlik sarmıştı karşısındaki ekibi. Kan gibi kızıl bir söz, bayrak, vatan, millet, umut... Sırtlarındaki onlarca kilo, yüreklerindeki toprak sevdasından daha hafif geliyordu. Bir de her daim omuzları üzerinde olan kefenle meydan okuyorlardı hayata. Bu işin şakası yokken hayatın başlı başına bir espiri niteliği taşıması ise acımasızlığın ana rotasıydı. An geliyor derin mavi sular, an geliyor keskin soğuk hava ve an geliyor tek kişinin dahi aşması zor olan daracık alanlardan yürüyorlardı. Akıllarında da yüreklerinde de tek cümle; 'Biz şekil için yaşayıp, tarz için ölenlerden değiliz. Biz şeref için yaşayıp, vatan için ölenlerdeniz.' Onlar için sevda, Merhamet, Uyku, Onlar için huzurlu bırakılacak tek bir düşman dahi yoktu.