Bir kız düşünün, hayatı yalnızlığıyla baş başa kaldığı o dört duvar arasında geçirmiş özgürlüğü sadece küçük penceresinde gördüğü kadar bilen. Bir adam düşünün, karanlık yanını tüm sevdiklerinden sakladığı cehennemin ateşini ellerinde taşıyan ve sadece yakmak istediklerine dokunan. Su ve ateş. Gökyüzü ve deniz. Birbirinden bağımsız iki insan. Hayatları ailelerinin düğümlediği iki yüzüğün arasında kalan kurdeleyle bağlanan. O çok sevdikleri ailelerine boyun eğen ve kabullenen bu iki insan arasında geçen fırtına. Ya dalgalar boyu ıslanacaksınız ya da cehenemin ateşinde yanacaksınız. Bana dönen iki mavi göze baktım. Ben şimdi onun eşi miydim? O gözlerde boğuldum ben. Çırpındı tüm hücrelerim. Yüzmeyi bilmeyen bedenim, daha fazla dayanamadı. Öldüm iki çift mavi gözde. Doğdum ateşinde.