Elimi alıp sol tarafına sertçe bastırıp "Seni bu taştan örülü kalbe bir koysam kimse bir daha çıkaramaz" ellerim titremeye başlıyor...
Aynı sertlikle elini sol göğsümün üstüne sertçe bastırıp " senin o minik kalbine bir girsem, dünya bir araya gelse beni oradan çıkaramaz, çıkmam "
Onu bunu bilmem ama elinin izi kesinlikle kalıcak onu biliyorum...
.
.
.
.
"Meyra, Yavrum niye anlamıyorsun. Ben sana zamanında demedim, seni taşlarla kaplı bu zindana alırsam oraya ömür billah mahkum olursun, hı demedim söyle hadi güzel kızım, söyleki hem ben de sakinleşeyim o güzel sesin ile . "
.
.
.
.
.
"Senin yoluna ölürüm Adam "
O kadar zıtlardı ki, biri kor iken diğeri serinleten bir içim su gibiydi.
İşin aslı da buydu zaten. Denge zıtlık gerektirirdi. Yanarsan denge bozulur, yakarsan tek kalırsın. Onu olduğu gibi bırak, avuçlarına dolsun. Seyre dur, sustuğun zamanların acısını o çıkartır.
**
Genç kız, ölen babasının hattını kapatsa dahi yazmaktan vazgeçecek gibi durmuyordu.
Tek tik çifte döndüğünde kader çizgisi onun için bir kez daha kırıldı.
☯
"Susma. Çünkü dudağının üstündeki o çukur derinleştiğinde istesen de konuşamayacaksın."