filmi de aynı üniversitede okuyan bipolar hastası Barış'la Füsun'un aşk hikâyesini anlatıyor. Füsun için okuduğu üniversite çok şeyi ifade eder. Sosyoloji öğrencisi olarak toplumsal cinsiyet üzerine çalışırken, bastığı her adımda, dokunduğu her yerde, mimarlık öğrencisi olan Barış'ın emeği vardır.30 Oca 2016 Füsun için okuduğu üniversite çok şeyi ifade eder. Sosyoloji öğrencisi olarak toplumsal cinsiyet üzerine çalışırken, bastığı her adımda, dokunduğu her yerde, mimarlık öğrencisi olan Barış'ın emeği vardır. Barış aynı zamanda müzisyen ve düzenli olarak bir barda çalmaktadır. Ve o hiç tatmadığı aşk duygusunu Füsun'da tadacaktır. Buraya kadar her şey güzel. Ancak, Delibal'da Türkiye sinema tarihinde klişeleşmiş birçok şeyin, entelektüel imajlara boyanarak yeniden üretildiğini görüyoruz. Filmde izlenimcilikle bağlantılı olarak estetik ve kişisellik ön planda. Çünkü Barış'ın üzerine kurulu ve İş kadınları, baterist, akademisyen, ev hanımı vs. toplumda algılanan imajlara göre şekillendirilmiş. Aslında bu imajların var olmasında sinema ile toplumun karşılıklı etkileşiminden söz edilebilir. Yani sinema da bundan sorumludur. Ve zaman içinde insanlar bu alanlarda çalışanları, tıpkı beyaz perdede olduğu gibi görmek ister. Delibal Barış'ta eksik kalmış bir şeyleri ve doyuma ulaşmadan aniden ölümünü anlatıyor. Rockçı bir imajı olduğundan, tıpkı ünlü bipolar hastası Janis Joplin ve Kurt Cobain gibi tasarlanmış. Toplumda aşk yaşayamamış, bipolar ve rockçı birçok insan olduğunu düşünürsek, izleyicinin Barış ile kuracağı özdeşlikte, kendi hayatının içine düşme olasılığı var. Bu yüzden doyurulmamışlığı sürdürüyor. Aslında bugün insanların özgürlük, adalet ve eşitlik gibi hayatında eksik kalmış birçok şey var. Ve popüler kültür sineması Delibal dahil bir çok filmle, insanın saAll Rights Reserved
1 part