Elinden geldiğince hızlı bir şekilde kalktı. Onu kolunun birini omzuma attım ve yürümesine yardım ettim. Daha birkaç adım sonra ağaçların arasından uluma sesleri duydum. İkimiz de olduğumuz yerde kaldık ve şaşkınca bekledik. Başka çaremiz yoktu. O sesten sonra ölüme yürür gibi oraya gidemezdik. Ormanın karanlığının içinden üç çift kırmızı göz bize bakıyordu. Korkudan öylece durdum. Nick elini yavaşça benden çekip kılıcını tuttu ama çıkarmadı. Nick biraz sinirlenmiş gibi görünüyordu. Aralarından hırlama sesleri gelmeye başlamıştı. "Saatlerce bekleyecek misiniz?" Evet, Nick biraz sinirlenmişti. İlkinden kurtulduk, ama bunlar üç kişiler ve biz iki kişiyiz. Onların sivri dişleri, tırnakları vardı, bizim ise sade kılıçlarımız vardı. Her ne kadar bu işte ustalaşmış olsak da henüz kimseyle dövüşmemiştik. Hala çalışma aşamasındaydık. Bir gün burada öleceğimi biliyordum, ama böyle acımasızca ve acı çekerek ölmek istemiyordum.All Rights Reserved
1 part