Odayı dolduran derin nefes sesi ve yüksek desibelde inmemeden başka birşey duyulmuyordu. Dört duvar içinde ses duvarlara vurup yankı yapıyordu. Belki delirmenin eşiğin de olduğumdan belki de korkusu en üst seviyede olduğundandı, bu sesleri kulak delici seviyede duyuşu. Aldığı darbe ile yerinde kıvrandı. Bu izbe yerde kaç gün kaç ay yada kaç yıl geçirdiğini sayamıyordu artık. Yitirmişti tüm zaman algısını. Ne yapıp edip gitmeliydi buradan. "Şimdi olmaz, şimdi değil, ne olursun" diye yalvarıyordu Allah'a. Ama bir yanı da "Çıkarmalısın içindekini" diye bağırıyordu. Çıkarmalıydı içindeki bu sancının kaynağını. Olmamalıydı bu bebek tıpkı kendisi gibi fazlaydı bu dünyaya. Bir lekenin ürünüydü o. O da, bu bebeğin ağabeyide. Bu izbe yerden kurtulamadıkça daha kim bilir kaç çocuk daha. Bu lanet yerde yılları tükenecekmiş gibi hissediyordu. Kimse onu bulamayacak ölenedek nefret ettiği adamın çocuklarını doğuracaktı. Hikaye yazım tarihi: 9.9.19 Hikaye tanıtım yayın tarihi: 18.01.21