"Çok âşığım, amca. Tam onu unuttum sanıyordum, bitti diyordum. Hepsi onu görene kadarmış. Bir bakışıyla kanıtladı bana bunu." "E bu çok iyi bir haber! Kim bu kadın? Tanıyor muyuz?" Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. Ben bile tanımıyordum ki onu. Yüzü bana bir o kadar tanıdıkken diğer hiçbir şeyi uyuşmuyordu benim âşık olduğum kadınla. Sadece ona çok benziyordu. O kadar aynıydı ki onunla, bir an ölmediğini bile düşünmeye başlamıştım. Ta ki sesini duyana, kim olduğunu öğrenene kadar. Sesinin onunla alakası yoktu. Üstelik adı... Lamia. Çok garipti. "Başkasıyla evlenecek." Ellerimin arasındaki çerçeveyi masaya geri bırakıp bakışlarımı amcama çevirdim. Kaşları çatılmış, derin düşüncelere dalmıştı. "Başkası çıkar karşı-" Konuşmasını bitirmesine izin vermeden aniden "Ben onu istiyorum, amca. Ben sadece onu seviyorum. Ben onu istiyorum!" diye böldüm lafını. Transa girmiş gibiydim. Onu ikna etmek için ise kelimelerimi art arda söyleyerek istemsizce sesimi yükseltmiştim. Ben onu istiyordum. Çünkü bana iyi gelebilecek tek insan oydu. Ölü birisine çektiğim özlemi dindirebilir, beni bu azaptan kurtarabilirdi. Ona tıpatıp benziyordu. Bir daha kapanmamak üzere açılmış yaralarımı kapatmak için bir şanstı belki de bu... 🦋 "Hastasın sen, sorunların var. Üstüne üstlük bir de bebeğime sahip çıkabileceğini iddia ediyorsun. Lütfen gerçekleri kabullen ve kendi hayatına odaklanmayı dene." Hâlâ daha sessizliğini korurken bana doğru birkaç adım attı. Çok geçmeden aramızdaki mesafeyi sona erdirip eş zamanlı olarak kollarını da arkamdan karnıma sarmıştı. Onun bu hareketi gerilmeme sebep olmuş, istemsizce nefesimi tutmuştum. Ben aynadan öylece yansımamızı izlerken Alex kafasını arkamdan boynuma gömdü ve derin bir nefes aldı. "Seni hissediş uğruna bunca delilik."