Karanlık olduğunu sandığı bir hayatın içine derin bir karanlık çöktüren adamı tanıdığı gün, aslında kendi geçmişiyle tanıştığı gündü.
O adamı tenine kabul ettiği gün, aslında güçlü bir intikamı tenine kazıdığı gündü.
Onu sevmeye başladığı gün, kendinden nefret etmeye başladığı gündü.
Bir ölüm.
Bir kolye.
Ölümü önceden gören bir kız.
Ölümü yaklaşan her canı ait olduğu bedenden söken bir adam.
Ve gerçekleşecek ölümlerle daha da imkansızlaşacak bir aşk.
"Eğer hayat bir körebe oyunuysa, ben o oyunda gözleri bağlanan katilim ve etrafımda kurbanlarım.
Şimdi hasat zamanı, dolanacak her birinin boğazına parmaklarım."
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."