'' Gözlerini tüm seyircilere kapamıştı. Zarif elleriyle tezat sert yüz hatları, parmakları fildişi ve abanoz kaplı tuşlarda dolaşırken bir an bile yumuşamıyordu. Aksine hikayeye dahil ettiği her notayla beraber kaşları daha da çatılıyor, yüzündeki ona has izler daha da derinleşiyordu. Dinlediğim iyi bestelenmiş bir eser değildi, bu onun zihninde dolanan avare düşünceleri anlamlı kıldığı bir andı. Parmaklarından ahenk tahtasına ulaşıp, oradan salona yayılan her nota benim görmemi istediği, ruhunun katrana bulanmamış yegane izleriydi. Ezgiyi bıçak gibi kesen suslar ise, ruhunun en derinlerine gömdüğü urnenin içinden çıkmayı bekleyen gizlerdi. O, bir destana tanıklık edermiş gibi izleyen seyircilerin gözlerindeki parıltının sebebiydi.
Ona bakarken kimi gördüğümü artık kestiremiyordum.
Geçmişimin en tozlu sayfalarını açtığım, kör karanlıkta bıraktığı izlere basarak yolumu bulduğum en derinlerdeki, ince ruhlu Onat'ı mı görüyordum?
Yoksa eli titremeksizin namlunun soğuk metalini şakağıma dayayıp gözlerini bütün korkularıma kapamış, kulağı sadece dudaklarımın arasından çıkan kararsız nefesleri duyan soğuk, uçurumun en kenarından yürüyen Onat'ı mı? ''
gerçek aile | abi kurgusu
•••
Keşke ailem başkası olsaydı diye düşündünüz mü hiç?
Sizi bilmem ama ben hep başkası olsun istedim. Bir gün gerçek olacağını tahmin bile edemezdim. 17 yıl sonra hayatımın dönüm noktasını yaşadım ve gerçek ailemi buldum.
Ama galiba istediğim gibi güzel bir şey değildi. Kim 4 abi ve 1 erkek kardeşin olduğu aileye birden bomba gibi düşmek isterdi ki?
Ben, yani Irmak Kara. Aslında artık Irmak Aral. 17 yıl sonra gerçek ailemi bulmuştum. Ama bunun hayatımda neleri değiştireceğini asla tahmin edemiyorum.
•••