Gidenlerimin tereddüt dahi etmeyişi ne tuhaf şey. Hiç sevgi beslememiş, hiç emek vermemiş yahut hiç eksikliğimi duymamış gibi, kararlı ve kaçarcasına gitmeleri ne ürkütücü bir şey. Bu öylesine bir mağlubiyet ki, -onlar gibi benim de- kendimden vazgeçmeme sebep oluyor. Deniyor ve kırılıyor insan. Defalarca... Ve uzunca bir süre kendine maruz kalan her ıssız ruh gibi, küçük umutların itekleyişiyle kolayca düşebiliyor uçurumlardan. Ve yine ömrünü uzunca bir süre sevgisiz tüketince: ''Yahu vardır bir bildikleri!'' diyor, sevemiyor da kendini.
Her şey benim yüzümden olmuştu neden babamın dikkatni dağıtmıştım ki, neden...
- Uyanıyor Uyanıyor çaabuk doktoru çağırın
Kirpiklerim sanki birbirine yapışmıştı açamıyordum ama bu karmaşık tanımadığım sesleri ve makinanın seslerini duyabiliyordum. Gözlerimi sonunda açmayı başarabildiğimde beyaz ışık gözümü aldı gözümü kırparak tekrar açtım. Bu rahatsız edici ilaç kokusu ve bu beyaz odadan hastanede olduğumu anlamıştım. Neden buradaydım ki , ne oldu bana hatırlayamaıyordum en son annem ve babamla tatile gidiyorduk beni derin düşüncelerden çıkaran beyaz önlüklü orta yaşlardaki doktorun bana seslenişiydi.