Yağmurlu bir gece. Toprağın altından çıkan bir kutu. Anahtarlar, notlar, çizimler... Peşimde saplantılı, ruh hastası, psikopat bir katil var ve her şey sarpa sarıyor. Neler olduğunu anlayamıyorum fakat bildiğim tek bir şey var, bu karanlık bir oyun. Ve ben artık yalnız değilim. Nehir, Sarp, Oğuz, Ayaz... Onları da bu işin içine sokmuştum istemeden. Ama artık çok geçti, oyun başlamıştı bile... Bizse bu kanlı oyunun başrolleri olmuştuk, perdelerin aralanması ile gerçeklerin ortaya çıkacağı günü beklemekten başka çaremiz yoktu. Zarar görmeye başlamıştık bile, gittikçe tükendiğimizi hissediyordum. Ama pes edemezdik, kaybedecek olsak bile biz birlikteydik ve çabalardık. Çabalamalıydık... Bu büyük oyunun en masum oyuncularıydık belki de. Her şeyden habersiz, bize verilen rolü oynuyorduk yalnızca. Sonucu ne olurdu, bilmiyordum ama bunun bir önemi yoktu. Her şey çoktan başlamıştı... Ben Burcu, okulumu değiştirme kararı aldığım günün sonucunda hayatım birdenbire değişti. Şaşkındım, hem de çok. Bütün bunları anlayamıyordum, belirsizlik beni mahvediyordu. Yüzleşme zamanı gelmeliydi, neler olacaksa olmalı; herkes açık açık oynamalıydı. Gizlilik korkakların işiydi ve benim korkak olmaya niyetim yoktu.All Rights Reserved
1 part