Kainat kuruldu. Ayıplar, günahlar, sevaplar, doğrular ve yanlışlar bir yerlerde belirlendi ve biz var olduk. Sare ile Erdem'in karşılaşması ise olasılıkların bir yerinde, onlarca tatsız tesadüfün ortasında gerçekleşti. Ve onlar bilmeden her geçen gün büyüyen aşkları bir kıyamete sürüklendi. Tanıştıkları kasım ayından bir yıl sonraki kasım ayına sakince yürüyecek ve bir anda kendilerini bir kaosun ortasına savrulmuş bulacaklardı.
Güneş'in, Ay'ın, Gökkuşağı ve Yıldırım'ın rollerini bulmaya çalıştığı bir dünyaydı orası. Hepsi yerli yerindeydi, hepsi rollerinin farkındaydı ancak bir sorun vardı. Dışarıdan bakınca, anlamak mümkün değildi. Acılar devrilmiş, vicdan Güneş ile Ay'ı bitirmek istemişti.
Güneş'in bile Ay'dan vazgeçtiği bir gökyüzüne bakıp umut arıyor insanoğlu ve her gün kendilerinin ölümlerini göze alıp birbirlerini yakalamaya çalıştıklarını bilmeyip her şeyin imkânsız olduğunu sanıyor. Ne ızdıraplı bir çile ama!
Eski bir köy kurgusudur.
İnsanların bilinçsiz ve cahil olduğu "dönem" kurgusu olduğunu unutmadan okumanızı rica ediyorum.
Bu bir kitap, gerçek hayata dair, geçmişe dair içinde yüzlerce düşünce barındırıyor. Yazılanlar 'yazarın' düşüncesi değildir, içine büründüğü karakterin o döneme uygun düşüncesidir. Her karakter ile onun düşüncesini savunuyor anlamına gelmez bu.
İyi bir tipleme yazarken iyi, kötü bir tipleme yazarken nasıl ki bizde kötü olmuyorsak, yazdığımız şeyler de istediğimiz şeyler olmadığında, kendi fikirlerimiz ya da düşünce yapımız olmadığında bir karaktere büründüğümüzde, saygı göstermeyi bilmeliyiz.
☠︎︎⚠︎⚠︎⚠︎☠︎︎
*YAŞ FARKI İÇERİR
*BİR ANDA DEĞİL ZAMANLA GELİŞECEK BİR KURGU BARINDIRIR.
*SAYGISIZ VE OKUDUĞUNA ÇAMUR ATMAYI SEVEN İNSANLAR RİCA EDİYORUM BAŞLAMASIN.
Keyifli okumalar...