başlama tarihi: 06.11.2020 Size düşünün demiyorum. Düşünmekten daha fazlasını yapın istiyorum. Hissedin, yaşayın ama isterseniz sadece düşünmeyi seçin. Bu hikaye ana karakterin dilinden değil, yazarın dilinden de değil, bu hikaye hissettiklerinizin, düşündüklerinizin ve yaşadıklarınızın dilinden. Bu hikayede ben kırk dokuz mahbusun içindeki iyiliğin içinde olan kötülük ya da kötülükten doğan iyiliğim. Üzüntüyüm, kederim, sevincim ve hissettikleri her şeyim. Beni sadece onlar görüyor, duyuyor, ve konuşuyorlar. Şimdi size düşünün diyorum. Çünkü düşündüğünüz zaman hissedeceğinizi de biliyorum. Düşünün, hapse mahkum edildiniz ve bir anda mucize doğdu, serbest bırakıldınız. Ama bu mucize sadece yirmi dört saat. Evet, onlara verilen süre sadece yirmi dört saatti. Bir günlük serbest bırakılan bu mahkumlar vaktinde hapishaneye dönmezlerse boyunlarındaki şah damara bağlı cihaz harekete geçer ve saniyeler içinde ölürler. Peki tüm bunlar, içlerinde yaşadıkları tüm bu şeyler ne için? Ben ne içinim? Tüm bunları öğrenmek istiyorsanız sadece düşünmeyi seçmeyin. Benim gibi hissedin, bazen de konuşun. Yaşayana kadar konuşun ve duyun. İstiyorum ki gözlerinizi kapayın bir satırda, onların gözlerinden bakın hayata. Var mısınız?
1 part