heyecanlı heyecanlı konuştuğu sırada Cihangir'in güçlü sesi duyuldu. "Helin..Güzelim..." niye böyle seslendiğini anlamasam da kararsızlıkla yavaş yavaş mutfağın çıkışı salonun girişine doğru ilerledim. Göz göze geldik yakası dağılmış gömleğini bir tık çekiştirdi. "Biraz terlemiş olabilirim ama...gel bakalım." Gözleriyle kollarının arasını işaret ediyordu. "Ne?" fısıltıyla söylesem de kaşlarını uyarırcasına kaldırmıştı. Cihangir böyle büyüklerin olduğu ortamda bana böyle seslenecek böyle davranacak insan değildi. Bir iki adım daha atsam da çekip yumuşakça kollarıyla etrafımı sarmıştı. "Sonra konuşuruz, sadece yaslan...böyle bir ortamda...bulunduğun için özür dilerim. " Söyledikleriyle içeridekileri gördüğünü anladım. Başımı kasılmış bir şekilde olsa da omzuna yasladım. "Bunu konuşmak istemiyorum." "Mırıl mırıl uykumu getirdin." deyip. Saçımı okşamaya başlayınca geri çekildim. "Gidebilir miyim artık, kalmasam bu ortamda..." "Şimdi değil,..." İlk defa orada kolları arasında güvende hissetmiştim. Hiç tahmin etmediğim abi dediğim insanın kolları arasında evlilik yolunda olduğum insanın kolları arasında.
11 parts