Biz, hayatın hangi parçasındaydık? Sanırım hiçbir şeyin parçası değildim, her yaşıma girdiğimde; bu hayata karşı kendimi hazır hissetmiyordum. Kafamın içerisinde dönüp duran seslerin esiriydim ben.
Sahi ben kimdim?
Siz kimsiniz?
Niye asıl benliğimizi, bu aptal dünyanın insanlarından saklıyorduk? İki günlük insanlar için yaşayacağımız şeyleri, hislerimizi, düşüncelerimizi saklamak bizi yıpratmıyor mu?
Merhaba.
Ben, insanlar tarafından topluluğun gölgesinde uzun bir süre yaşamış ve bu gölgeden sıkılmış sıradan bir kızım. Dünyamı kirletmeye çalışan, hiçbir zaman vazgeçmeyip sürekli beni sıkıştıran, değişmemi isteyen fakat her türlü eleştiren insanlar vardı.
İnsanlar beni pohpohlasın ya da eleştirsin diye yaşamıyordum.
Doğrularınızın ve yanlışlarınızın değiştiği bir dönüm noktası yaşadığınızda, neler hissederdiniz?
Her şeyden kaçmak mı yoksa, bütün her şeye rağmen göğüs gerip cesaretle bu yoldan geçmek mi?
Korkak mısınız?
Yoksa...
Ne yaşadığını umursamayan, sadece kendini düşünen bencil insanlardan mı?
Kimsiniz siz?
Herkes tarafından tanındığını sanan, aslında olan kimliğiniz neydi? Saklanmak bu kadar kolay mı cidden? Sadece, beni dinleyin. Size önemli bir şey söylemem gerekiyor.
Her şeyin üstesinden gelebilecek güce ve cesarete sahipsiniz.
Sadece kendinizi tanımanız gerek.
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.