"Şimdiden pes ediyorsun. Yalvarmanı sağlayabilirim." "Lütfen git." dedim cılız sesimle. Cevabı kendisini bana bastırmak olmuştu. "Bedenin böyle söylemiyor." "Hazer yalvarırım." dedim. "Sarhoşsun. Yalvarırım bırak beni." Hazer başını iki yana salladı. "Seni bırakmayacağım." Dizimi kaldırıp ona bütün gücümle bir tekme attım. Hızlıca yanından koşarak giderken kalbimin atışını ağzımda hissedebiliyordum. Salonun ortasına kadar geldiğimde belime çelik bir kolun sarıldığını hissetim ve dudaklarımdan çaresiz bir çığlık kaçtı. Sırtım göğsüne çarptığında nefesim kesildi. "Benden kaçabileceğini düşündüren nedir?" Aniden döndüm ve bu sefer göğüslerimiz karşı karşıya geldi. Beni sertçe itti ve sırtım duvara çarptı. Acıyla inledim. Eli acımasızca boynuma sarılırken hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Suratını suratıma yaklaştırdı. "İşte şimdi Eflal." dedi sesi duyduğum en karanlık tonlardan birisinde çıkarken. "Şimdi seni kimse elimden alamaz." Kolumu dirseğimden sıkıca kavrayarak beni tekrar odasına götürmek üzere merdivenlere yöneldiğinde çığlıklarla ve debelenerek ona engel olmaya çalıştım. "Hazer, çok özür dilerim. Yalvarırım bırak beni. Çok özür dilerim lütfen!" Yalvarışlarım beni tekrardan karanlık odasına itene kadar sürmüştü. Kapının önünde dikilip karanlık simasıyla beni izlerken kurtulamayacağımı anladım. Onun elinden kurtulamayacaktım. Beni kurtaracak kimse yoktu. ◇ Hatırı sayılır düzeyde şiddet ögeleri ve cinsellik içermektedir. Sorumluluk okuyucuya aittir. Bu güzel kitap kapağı tasarımı için @Malpomene 'ye çok teşekkür ederim. ♡