Yitirilen güzellikler, yaşanamayan ya da açıklanamayan sevgiler, karşılaşılan vurdumduymazlıklar; incelikten, saygıdan yoksun durumlar, umutların tükenişi, düş kırıkları ve bunların hepsini derinlemesine yaşayan o. Tüm bu mutsuzluğunu, üzüntüsünü dile getirmez, yüksek sesle söylemez. Hep inceden inceye, hep derinden hissettir. Yıldızları anımsatan kahveleri parıltısını kaybeder, karşısındaki benim gözlerimi doldurmaz ama ince bir sızı bırakır yüreğime. Onun sessizliğine karışır sessizliğim, gizlice ortak olurum hüznüne.