Yağmur yağıyor, şimşekler çakıyor, gökyüzü bir aydınlanıp bir kararıyordu. Ne garipti bu oysa... Bir şimşek çakar, aydınlanır gökyüzü, Bir şimşek düşer, yanar yeryüzü... Oysaki ikiside aynı şimşek ama gök yüzü aydınlatır, yer yüzü yakar ve biz yer yüzündeyiz, yanmak kaderimizde var. Oysa Ada öyle değildi. Ada gökyüzüydü, Demir'se yer yüzü. Nasıl seveceklerdi birbirilerini? Nasıl biri yanmadan yağmur damlalarının altında ıslanabileceklerdi? Zıt kutuplar birbirini çeker evet ama peki sevebilir miydi? Bu oradan oraya savrulan 2 yağmur damlasının hikayesi...Biri Ada, onun renkleri yok ama aydınlığı var. Biri Demir, onun karanlığı olabilir ama altından bir kalbi var... Siz bu 2 yağmur damlasının aynı denize kavuşması için Ada'ya renk, Demir'e ışık olacak mısınız? Bu ikiliye hikayelerinde şemsiye tutacak mısınız?