"Beni bu manzaradan mahrum bırakmadığın için teşekkürler, seninle sağlıklı bir şekilde başka şekilde karşılaşmayı o kadar çok isterdim ki." Hızlıca gözlerim dolmuştu, tam bir sulu göz olmuştum şu sıralar. Yalın aramızda çok mesafe varmış gibi biraz daha yakınlaştı, artık burunlarımız birbirine değiyordu. "Sakın ağlayıp üzülme, bu bizim kaderimizde varmış, belkide başka türlü tanışsak bu kadar mutlu ve huzurlu olamazmışız." Ellerimi yavaşça pazularından kaydırarak ensesindeki saçlara ulaştım, ince parmaklarımı kıvırarak hafifçe çekiştirmiştim. Saçlarını seviyordum ve ölene kadar da sevecektim. Ona olan duygularıma karşın aramızdaki o kısa mesafeyi kapatarak dudaklarımı dudaklarının üstüne bastırmıştım. Kalbimdeki o siyah kelebekler odalarından çıkmak ister gibi duvarları tekmeliyor lardı bu sırada belimde olan kollarını daha sıkı sarınca mutlu olmuştum.