Sen Ölme Diye || Berna Aslıhan
25 parts Complete İçerisi karanlıktı. Sadece belli belirsiz bedenleri görebiliyordu. Arkası kendisine dönük biri sandalyede oturuyordu. Sandalyeye yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı... Ellerini sandalye kollarına yaslayıp öne doğru eğildiğinde aklını başından alan koku genzine doldu.
Eli ateşe değmiş gibi geri çekildi. Hızla etrafına bakındı. "Işıkları açın!"
"Abi mahzendeyiz."
"Siktirme lan mahzenini! Işık bul şuraya!"
Yaklaşık on tane adamın sağa sola koşturma sesleri kulağına dolarken yumruk yaptığı elini alnına vuruyordu. Sonunda içeri giren adamlar ellerindeki sanayi tipi feneri içeri soktular. Oda birden bire aydınlandı.
Fırat derin bir nefes alıp sandalyenin önüne dolaştı. Sandalyede oturan kızı gördüğü an kalbi atmayı bıraktı. Baygındı, karamel rengi saçları sandalyeden aşağı sarkıyordu. Öfkeden delirdiğini hissetti. Hele ki, dudağının kenarında kurumuş olan kanı fark edince kan beynine sıçradı.
"Ezgi!" diye hırladı dişlerinin arasından. Gözlerini kızın üzerinden ayırmadan dişlerini sinirden sıkmaya devam ederek sordu. "Kim getirdi onu?"
Çetin, göğsü kabararak öne çıktı. "Ben getirdim abi."
Fırat bu kez kızın yüzünü işaret etti. "Bunu da sen mi yaptın?"
"Rahat durmadı abi, ne yapayım? Yani bayıltmak için-"
Ancak cümlesi yüzüne inen yumrukla birlikte yarıda kaldı.
"Dokunma demedim mi lan!"
İçindeki tüm nefreti, öfkeyi ve binlerce tarifsiz duyguyu atmak için defalarca yumrukladı adamı.
"Dokunma dedim! Dokunma! Dokunma!"
Her dokunma deyişinde bir yumruk atıyordu. Adam bayılınca bile durmadı.
İlk yayım tarihi- 05/09/2018