Tür:
Web Romanı (CN)
Yetişkin,Macera,Fantastik,Dövüş Sanatları,Yetişkinler İçin,Gizem,Romantik,Smut,Xianxia,Yaoi
Bir sabah bir romana göç etmekle, Wen Jing en çok taptığı ve hayran olduğu kişinin yanına geldi ve kıdemli kardeşi için ateş ve kıtaları yarmaya razı bir köpek oldu.
En kibirli uygulayıcı bile şöyle demişti: "Bu dünyada gözlerime girebilecek kimse yoktur, ancak Jun YanZhi gerçekten bir asildir."
Wen Jing, kıdemli kardeşin yanında büyüdü ve ağabeyini her şeyin ötesinde putlaştırdı.
Ne yazık ki cahildi ve bu romana gelince, sadece yarısını okumuştu.
Hikayenin ortalarında, sonunda olayların sandığı gibi olmadığını fark etti.
Wen Jing: "Dün gece, kıdemli kardeş, ustanın meskenine sızdı. Usta, lütfen kendinize dikkat edin. "
Ustası: "Saçmalık! Efendiniz dün gece tüm gece meskeni içindeydi ve başka hiçkimseyi görmedi. "
Wen Jing: "Dün gece, kudemli kardeş biriyle görüşmek için izin almadan kendi başına ayrıldı. Savaşçı Amca, lütfen iyice araştırın. "
Dövüş amcası: "Saçmalık! Dün gece ağabeyinizle sabaha kadar içiyor ve neşeyle sohbet ediyorduk. "
Wen Jing: "Dün gece, kıdemli kardeş bana karşı uygunsuz davrandı ......"
Kıdemli kız kardeşi: "Saçma! Kıdemli ağabeyin böyle bir şeyi nasıl yapabilir? Bana uzun zamandır ona karşı bu tür niyetlere sahip olduğunu ve şimdi istediğini elde edemediğinden onu suçladığını söyleme? "
Wen Jing: ('Д' )
Yıllar sonra:
Wen Jing: "Bu kötü canavar insanları kandırmak için birinci sınıf zarif görünüşünü ve nazik mizacını kullanma konusunda uzmanlaşmış ve hiç kimse kendilerini bekleyen tehlikenin farkında değil."
Jun YanZhi: "Sen olmasaydın, o kötü hayvan büyük olasılıkla hala acı ve ıstırapla mücadele ediyor olacaktı."
Aşk suçtu.
Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini.
Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın.
Aşk cellatı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi.
Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı?
İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine.
Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi.
O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı.
O Payidar'dı, sevdalanmıştı.
Ve sevda, onun ihanetiydi.