Aşkın Elli Tonu(Yakında)
  • Reads 170
  • Votes 12
  • Parts 1
  • Reads 170
  • Votes 12
  • Parts 1
Ongoing, First published Oct 15, 2014
Mature
Aşkın Elli Tonu®
1800 ' ilerin başındaki İngiltere böyle destansı bir aşka şahit olacağını bilmiyordu.
Aşkları öyle büyüktü ki; öldükten sonra bile adlarına şiirler, şarkılar yazılmıştı.
Adları sanki kutsalmış gibi tapınarak söylenirdi.
Aşklarını anmak huzur ve mutluluk getirirdi
Aşklarını andığımızda adlarını söylediğimizde ilk önce bir hüzün dalgası kaplardı yüzümüzü; yaşadıkları acıları hissederdiniz bedeninizde. Daha sonra mutluluğa, sevinci bulurdunuz etrafınızda
Bir dük ve düşesin muhteşem aşk hikayeleri...
Aşk her engeli yener.
Aşk o kadar sabırlıdır ki. Onu sadece beklersiniz; aylar, yıllar geçse de beklersiniz. Ummadığınız bir anda çıkar karşınıza...
Bulduğunuz anda tadarsınız sevgiyi, saygıyı, heyecan, üzüntüyü...
Onu gördüğünüzde eliniz ayağınıza dolaşır, kalbiniz hızlanır, ağzınız kurur.
Ona o kadar çok diyecek sözünüz vardır ama söyleyemezsiniz. Boğazınızda kalır kelimeler, cümleler...
Sadece gözüne bakarsınız; size bir kez bakması için ömrünüzü vereceğiniz gözlerine...
Aşk her zaman mutlu etmez. Üzer seni ağlatır bezen...
Sevdiğini bir başkasıyla görmek ağlatır kalbini. Onu gördüğünüzde hızlanan kalbin artık yoktur. Yerine koca bir boşluk vardır.
Ama o boşluk o Kadar ağrır ki, geceleri uyuyamazsın onu düşünmeden yapamazsın...
Aşk fedakarlık ister.. Yanında onun sevdiği kadın gördüğünüzde yok olmuş kalbin onu sevmeye devam Eder. O mutlu olsun..."dersin. Nasıl bir aşktır ki bu yaksan da, yıksan da senin için ölen bir kalp var hala...
"Aşk" karşılıklı olduğunda mı aşktır ? Yoksa biri severken diğeri onu görmezken mi aşktır ?
Güzel Christina için aşk hangisiydi ? Karşılıksız mıydı sevgisi ?
All Rights Reserved
Sign up to add Aşkın Elli Tonu(Yakında) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1) by pervane0130
73 parts Complete
Erkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakılmış ve günden güne solmaya yüz tutmuştu narin yaprakları. Gece, üzerini örten bir kefendi. Gün ışığı ise acımasız bir zebani... Acılarının günün birinde ona baharı getireceğini bilmeden hoyratça harcıyordu gözyaşlarını. Her gün ve her gece... Aldığı her soluk nefret kokuyordu. Öfke ve hayal kırıklığı kol geziyordu damarlarında. Bu topraklarda daha niceleri solup gitmişti onun gibi biliyordu. Birileri nefes almaya devam edebilsin diye kaç masum göz göre göre nefessiz bırakılmıştı. İlk değildi. Son da olmayacaktı. Bu toprakların yazgısı böyleydi. Umudu ve inancı günden güne törpüleniyordu. O ele avuca sığmaz haşarı kalbinin, her gün biraz daha karanlığa gömüldüğünü hissediyordu. Öylesine umutsuzdu ki; içine hapsolduğu karanlığı kabullenmeye ve kendini kaderin ellerine bırakmaya hazırdı. İçi, fırtınalı bir sonbahar gibiydi. Solgun, hırçın, dağınık ve soğuk... Mucizelere inanmazdı. Ancak doğmasını istemediği bir günün sabahında mucizesi onu buldu. O gün zifiri karanlığına minicik bir ışık huzmesi ilişti. Öylesine muhtaçtı ki; öyle yalnız ve yaralı... Hiç düşünmeden gördüğü o ufacık, cılız ışığın gölgesine sığındı. O ışığın uğrunda sürüklendi, parçalara bölündü, tükendi. Ama yine de pes etmedi. Yaradan'ın ona armağan ettiği umuda sıkıca tutundu. Yorgun ruhu umut vadeden o küçücük ışığın ruhuna koca bir ilmek attı ve onu kalbinin en derinine ilikledi. O andan sonra umut dolu yanı karamsar yanına el salladı. Ve güneş, tüm sıcaklığı ile soğuk yalnızlığının üzerine doğup, karanlığını ışığa boğdu.
You may also like
Slide 1 of 10
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1) cover
Yaren'im cover
BANA KENDİMİ VER cover
Delibal cover
Beyefendi /yarı texting/  ~FİNAL~ cover
Çilem cover
GÜNAHA DAVET ( +24 ) cover
Komutan mı? /Yarı Texting  cover
orenda +21 cover
Takıntı cover

^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)

73 parts Complete

Erkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakılmış ve günden güne solmaya yüz tutmuştu narin yaprakları. Gece, üzerini örten bir kefendi. Gün ışığı ise acımasız bir zebani... Acılarının günün birinde ona baharı getireceğini bilmeden hoyratça harcıyordu gözyaşlarını. Her gün ve her gece... Aldığı her soluk nefret kokuyordu. Öfke ve hayal kırıklığı kol geziyordu damarlarında. Bu topraklarda daha niceleri solup gitmişti onun gibi biliyordu. Birileri nefes almaya devam edebilsin diye kaç masum göz göre göre nefessiz bırakılmıştı. İlk değildi. Son da olmayacaktı. Bu toprakların yazgısı böyleydi. Umudu ve inancı günden güne törpüleniyordu. O ele avuca sığmaz haşarı kalbinin, her gün biraz daha karanlığa gömüldüğünü hissediyordu. Öylesine umutsuzdu ki; içine hapsolduğu karanlığı kabullenmeye ve kendini kaderin ellerine bırakmaya hazırdı. İçi, fırtınalı bir sonbahar gibiydi. Solgun, hırçın, dağınık ve soğuk... Mucizelere inanmazdı. Ancak doğmasını istemediği bir günün sabahında mucizesi onu buldu. O gün zifiri karanlığına minicik bir ışık huzmesi ilişti. Öylesine muhtaçtı ki; öyle yalnız ve yaralı... Hiç düşünmeden gördüğü o ufacık, cılız ışığın gölgesine sığındı. O ışığın uğrunda sürüklendi, parçalara bölündü, tükendi. Ama yine de pes etmedi. Yaradan'ın ona armağan ettiği umuda sıkıca tutundu. Yorgun ruhu umut vadeden o küçücük ışığın ruhuna koca bir ilmek attı ve onu kalbinin en derinine ilikledi. O andan sonra umut dolu yanı karamsar yanına el salladı. Ve güneş, tüm sıcaklığı ile soğuk yalnızlığının üzerine doğup, karanlığını ışığa boğdu.