"Görüyor musun? "diye mırıldandı. Titreyen bedenimde parmaklarını usulca gezdirirken. Cevap vermedim. İstemediğimden değil binlerce zehirli kelimeyi dudaklarımdan usulca salabilirdim. Ama hepsi gitmişti. Yavaşça çenemden tutup kaldırdığında bakışlarım üzerine düşmese bile gözlerini hissediyordum. İçimdeydi. Ruhunu ilk defa gözlerimin önüne bırakmıştı. Yanıp tutuşan ben bakmıyordum . Bakamıyordum. Gözümden akan bir damla yavaşça parmağına düştü. Vücudunun kasıldığını hissettim. Her şeyi yıkmıştım. Odamın duvarlarının toz taneciklerine dönüştüğünü hissettim. Bütün dünyamı saran o ateş artık yoktu ben yıkılmıştım. Tüm duygularım parçalanmıştı. Beni ayakta tutan intikam hırsım bile yoktu. "Bir şey söyle ? " elinin titrediğini görüyordum . Yüzünün aldığı halin beni bitireceğine emindim . "Benim nasıl adi bir adam olduğumu söyle " sesi bir şeyleri daha devirdi. sesimin çıkmayacağından emindim . "Bir sebebim vardı. Her zaman vardı. Yaşamak için bile en adi duygulara sarılan ben şuan hiçbir sebep bulamıyorum." Titriyordum . Soğuk içimi kaplamıştı. Bu dağ evinin ıssızlığı beni her zaman tatmin etmişti .Bi sınır yoktu o zaman çünkü. Bi kıvılcım çıktı . Bir patlama . İkimizi bu anın acısında hissizliğe mahkum etti.