Story cover for TAHAYYÜL (Tamamlandı) by delusionslayer
TAHAYYÜL (Tamamlandı)
  • WpView
    Reads 2,869,697
  • WpVote
    Votes 118,644
  • WpPart
    Parts 62
  • WpView
    Reads 2,869,697
  • WpVote
    Votes 118,644
  • WpPart
    Parts 62
Complete, First published Nov 30, 2020
Mature
''O kadar imkânsızdın ki benim için...'' İçine çektiği derin nefes sessizliğin kol gezdiği çocuk parkına ses olurken ellerini, oturduğum bankta sırtımı yasladığım tahta parçalarının iki yanından omuzlarıma temas edecek yakınlıkta yerleştirip devam etti sözlerine. ''...ama ben o gözlerde gördüm Defne. Yıllardır hayalini bile kurmaktan korktuğum o anlardaki gibi bana baktığını gördüm ve ben o bakışları ömrümün sonuna kadar görmek için canımı bile veririm.'' Öyle baskındı ki her kelimesi, dudakları arasından çıkan her cümle bir yemindi sanki.

Bedenini bedenimin üzerine eğdiğini hissettiğimde hareketsizce oturmaya devam ettim. Nefesi saçlarımın arasındaydı ve ben arsızca o nefes oradan hiç ayrılmasın istiyordum. 

Tam başımın üzerine temas eden dudaklarla beraber kalbim, sanki özgürce uçmaya âşık bir kuşmuş da küçücük bir kutuya zorla kapatılmış gibi kanat çırparken kanatlarına zarar verdiğinin bile farkında değildi. Canım yanıyordu hatta daha da yanacaktı biliyorum ama yine de istiyordum işte... Her şeye rağmen canımın yanmasını.

''Korkuyorum.''

Titrek ve cansız çıkan sesimi belki de duymamıştır bile diye düşünürken aldığım cevapla benim seslerimi en iyi onun duyduğunu bir kere daha anlamıştım.

''Seni bekledim, beni gör istedim ama yapamadım. Şimdi sen beni görmüşken bu yolda karşıma ne çıkarsa çıksın gözüm görmez, kulağım işitmez. Ben, bana aile olsun istediğim kadın için ailemi bile karşıma alabilecek bir adamım. Korkutacaksa bu korkutsun seni.''
...
Kurgunun ilerleyen bölümlerinde argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunabilir!
...
⭐️Tamamlandı: 8 Şubat 2024
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add TAHAYYÜL (Tamamlandı) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
LEYAN  by GulsumBlgn
34 parts Complete Mature
"Ben evimi çoktan buldum, Leyla." dediğinde midemde kanat çırpmak için hazırda bekleyen onlarca kelebek bir anda canlandı. Boynuna doladığım ellerim ensesindeki kısa saçlarını bulup okşamaya başladığında Asaf'ın da bir eli belime yönelmiş, giyindiğim tişörtün altından tenime ulaşmıştı. Parmaklarının usulca hareket ettiği yerler tenimin karıncalanmasına neden olurken birleşen gözlerimizin arasında kutsal bir bağ vardı sanki. "Seni seviyorum Beyoğlu," diye fısıldadım. "Seni çok ama çok seviyorum." Gülümsedi ve uzanarak dudaklarını dudaklarıma değdirdi. "Seni seviyorum Kalbimin evi," dedi benim gibi fısıldayarak. "Seni çok ama çok seviyorum." Sıcak nefesi aralık duran dudaklarımın arasından sızıp nefesime karıştığında daha fazla dayanamadım. Boynuna doladığım kollarımı sıkıp başını hafifçe kendime çekerek o kısacak mesafeyi kapattım. Büyük bir özlem çekiyormuş gibi birleşen dudaklarımızın hareketleri birbirine uyumlu, kalplerimiz bu birleşim nedeniyle delicesine atıyordu. İçimde kocaman bir tufan yaratan heyecan dalgası bedenimi titretirken şimdi ki halimizle o heyecan koca bir tutkuya dönüşmüştü. Nefes almak için geri çekildiğimizde alnını alnıma dayayıp bir süre gözlerimiz kapalı biçimde olduğumuz yerde durduk. Bir elimi tam göğsünün üzerine koyduğumda kalbinin ritmik hareketlerini avuç içlerimde hissettim. "Yakıyorsun beni," dedi kısık bir sesle. "Ama bu yangın o kadar güzel ki, kül olmaktan korkmuyorum." "Seninle birlikte yanmaktan korkmuyorum, sevgilim."
Başı Yok Sonu Çok by rosloveros
85 parts Complete Mature
Bu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "Üstelik ben de seni uzun süredir o kalıpta görmüyorken," gözlerimin tam içine bakarken kısık sesle tamamladı cümlesini. "Birbirimizi kandırmanın alemi yok." Bir elini başımın yanındaki duvara yaslayıp iyice sokuldu bedenime. "Ya sen yanlış görüyorsan, ben seni tam olarak o kalıpta görüyorsam?" Yüzünü boyun girintime yaklaştırmasıyla elini yaslamadığı taraftan duvar ile arasından çıkmak için hamle yaptım. Diğer elini de duvara koyarak engel oldu bana. "Senin aksine bedenin o kadar dürüst ki Betül, inkar etmelerinin hiçbir önemi yok artık." Ellerimin her ikisini de ince gömleğin altındaki sert bedenine bastırarak kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Milim kıpırdamadı tabi ki. "Yanlış görmüşsündür." Başını boyun girintimden çıkardı. Dudaklarını aniden anlıma bastırdığında şok içinde kaldım öylece. Ani hareketiyle kapanan gözlerimi bir süre sonra dudaklarını anlımdan çekse de açmadım. "İnkar etmekte serbestsin Betül ama ben az önce adımın yazılı olduğu yere dudaklarımı bastırdım," demesiyle daha sıkı kapadım gözlerimi. Sonra beni öylece bırakarak koridorun sonundaki odasına girdi, gözlerimi açmasam da uzaklaşan bedeninden ve kapı sesinden anladım. Elimi anlımda gezdirirken şapşal gibi gülümsedim kendi kendime. Annem hep kaderimizin avuç içimizde yazdığını, alnımızda da kaderimizdeki adamın adının yazılı olduğunu söylerdi. ○●○●○● #Genelkurgu 5# 24 Temmuz #Romantizm 5# 15 Ağustos #Aşk 4# 11 Ekim #Gençkurgu 5# 21 Ekim #Mizah 1# 27 Ocak
EMANET by aysegulkalayzengin
51 parts Complete
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
You may also like
Slide 1 of 10
KATRAN   cover
EYLÜL (Tamamlandı) cover
Yasak Fındık cover
LEYAN  cover
BERCESTE cover
Mi amante Español|Texting cover
Opia | TAMAMLANDI cover
Suç Ortağı İhanet cover
Başı Yok Sonu Çok cover
EMANET cover

KATRAN

44 parts Complete Mature

En kötü anında ona birkaç kelime ile destek olan o peri dedesinin gittiği yerden son hediyesi olmalıydı. Burnuna bir kere daha götürdüğü mendilin kokusunu ciğerlerine çekerken üzerinde ki minik peri kanadı işlemesi dikkatini çekti. O kız gerçekten bir peri olmalıydı ve bu da o perinin simgesi olmalıydı. Yekta o peri kızını bir daha göremeyeceğini düşündü. Fakat bunu kalpten dile getiremedi. Çok kırgın olan kalbi o an da; "Keşke hayatımı, hayatına katsan peri kızı." Dedi. Fakat bilmiyordu ki, kalpten edilen dualar kabul olurdu. Bilmediği bu gerçek ile kader çarkları kırıldı ve rota yeniden oluşturuldu. Artık kaderin tek bir hedefi vardı. Yekta'nın kalbini ısıtan o peri kızını, yine kusursuz bir zamanda Yekta'nın buzlarını çözmesi için hayatını, hayatına katmaktı. Ne kadar başarılı olacağı bilinmez fakat bilinen bir şey var o da; kaderin oyunları çok sevdiği ve galibiyeti yakalamadan oyunun peşini bırakmadığıydı. Yekta ve Peri kızının oyununun senaryosu da o gün, o sahilde, o mendil ve çiçek kokusu eşliğinde yazıldı. Artık geriye tek bir şey kaldı o da; oyunun sahnelenmesi! Onun da zamanı uzak değildi, en azından çok çok uzak değildi...