Funda'nın hayatı maalesef babasının elindeydi. Ailece görüştükleri aileler ve çevresi Funda'ya o kadar yabancıydı ki... Artık hayatından memnun gibi davranmaktan yorulmuştu. Bazen isyan etmek, en azından şöyle kocaman bir çığlık atmak isterdi ama o zamanda bir şeyler onu engellerdi.
Zaten hiç bir zaman babasının istediği gibi bir kız olamamıştı. Babası hep onu dik başlılıkla, asilikle, inatçılıkla suçlardı. Bu enteresandı çünkü ona göre babasının sözünden hiç çıkmıyordu. Ama yine de yaranamıyordu işte! Belki haklıydı da... Çoğu zaman babasının ruhunu görebildiğini düşünürdü çünkü Funda onların yaşadıkları hayattan zevk alamıyordu. Onun hayalinde ki yaşam tarzı çok farklıydı. Funda heyecan istiyordu. Sınırları aşabilmiş, farklı, başına buyruk istediği gibi yaşayan insanlara hep imrenirdi. Neden o öyle olamıyordu sanki...
Belki de olabilirdi. Sadece biraz cesarete biraz da şansa ihtiyacı vardı.