Okyanusun karşısında, gecenin karanlığı ve yıldızların altında yatarak sergiledikleri başka bir düetin gecesiydi.
"Anlat hadi bana" dedi Adonijah yıldızlara bakarken "Cennet gerçekten bulutlu, aydınlık, çiçeklerle dolu bir yer mi?" Katzfiel güldü "Kim anlattı bunu sana?" "Kimse dedi," Adonijah "İnsanlar öyle düşünüyor." Katzfiel "Sen ne düşünüyorsun?" diye sordu. Onun fikirleri sıradan insanlarınkinden değerliydi onun için. Adonijah derin bir iç çekti, "Seni bulana dek varlığına bile inanmıyordum." vücudunu Katzfiel'a çevirip devam etti "Anlat bana." diye tekrarladı. Katzfiel "Israr et biraz daha." dedi ve gözlerini ona çevirdi. Adonijah "Defol git." diyerek arkasını dönmüştü. Bazen canının acıyacağını bilse, cidden Katzfiel'ı dövmek istiyordu. Katzfiel gülmeye başladı. Yavaşça Adonijah'ın arkasından ona yaklaştı, vücutları kumun yüzeyinde bir olmuştu. Soğuk bir yaz akşamını, birlikte ısıtıyorlardı. Kulağına doğru eğildi, "Cennetin büyüsü, somut güzelliklerinde değil, hissettirdiklerindedir. Karanlığın dibinde kalmış bir ruhun, asla görmediği bir ışığı bulması nasıl bir histir, tahmin edebilir misin?" Adonijah içinden "Evet, edebiliyorum." diye geçirdi.
Üniversiteyken hoşlandığı çocuğu kıskandırmak için gidip sınıfın inek çocuğunun kucağına düşer...
⛓️💥🪽
Adam yıllar sonra öğretmen olduğu köyde Karadenizli ve Fırtına lakaplı bir yüzbaşı olarak karşısına çıkar.
"Sıcaklığın hala kucağımda, öğretmen hanım."