Okuduğunuza asla pişman olmayacağınız bir kurgu. Adım attıkça sanki daha büyük bir boşluğa düşüyorum. Ruhum çekiliyor gibi canım acıyor ama bağıramıyorum. Göğsümün sıkıştığını hissediyorum . Boşluğun içinde savaş veriyorum. Gözlerimi kapatıp derin nefes alıyorum. Gözlerimi açtığımda ise mis kokan güllerin ve papatyaların olduğu bahar esintisinin öyle yoğun olduğu bir bahçede buldum. Çok güzeller öyle güzeller ki güller sanki başka bir dünyaya aitmiş gibi. Hepsini öyle güzel kokluyorum içime çekiyorum. Bir anda bir çığlık koptu. Aynı kötü katran boşluğa geri döndüm .Bu bir kadının sesiydi. Deli gibi bağırıyordu. "Neler oluyor kim var orada ?" Yüreğim ağzımda atarken ellerim terliyordu. Uzaktan çok uzaktan gelen bu ses git gide yaklaşıyordu. Etrafıma baktığımda ise siyah ağaçların olduğu kuru yaprakların hışırdadığı yerde kimseyi göremiyordum. Bir fısıltı sadece "Kaç" dedi .Allahım kafayı mı yiyorum ben" diye düşünürken yavaş yavaş ilerlemeye devam etmeye çalışıyorum ama nereye gidersem gideyim hep aynı yerdeymişim gibi . Bir el omzuma dokunduğu anda bütün vücudum buz kesti. Arkamı dönmeye çalışıyorum hareket edemiyorum . Elleri vücudumda gezinirken korkum hat safhaya ulaşmıştı. Ensemde nefesini öyle yoğun hissediyorum ki bütün tüylerimin ürperdiğini hissettim. Kışta kalmışcasına bütün vücudum tir tir titremeye başlamıştı. Kulağımdaki nefesi öyle soğuktu ki titremelerim daha da artmıştı "Sonunda buldum seni " dedi kalın bir erkek sesiydi bu. Dilim lal olmuş konuşamıyorum. Hala arkam durmaya ederken "yakında çok yakında tekrar görüşeceğiz senin için geliyorum " dedi ve enseme birden ağrı girdi. Lanet olsun canım çok yanıyordu. Ateşle yanıyordu sanki ensem.All Rights Reserved