Dolunay ışığında çiseleyen yağmurun altında, siyah kapşonu ile yavaş adımlarla ilerliyordu. Kulağında kulaklığı ile çalan müziğin ritmine ayak uydurmaya çalışıyordu genç. Bir an durdu, yeşil gözlerini semâ'ya çevirdi; yağmuru seviyordu. Her yağmur yağdığında dışarı fırlar, saatlerce yağmurda dolaşırdı. Elini cebinden çıkartıp kot pantolonun cebindeki küçük kağıt parçasını eline aldı. "Seviyorum seni dostum." dedi ve ağzına küçük parçayı atarak yola devam etti. Kağıt yemeyi seviyordu; Ona göre stresini alıyordu, bu kağıt parçaları ve hüzün bulutlarını dağıtıyordu. Bu alışkanlığı yüzünden çoğu kez itici yorumlara ve de bakışlara kalmasına rağmen devam etti. Cebinden yeni bir kağıt parçası çıkardı ve semâ'ya kaldırarak; "Sigara bırakılır, bira bırakılır ama sen varya sen gülüm bırakılmazsın..."All Rights Reserved