NOT: Kitap Wattpad'de yazılmamıştır. Yazar tarafından sonradan geçirilmektedir!!!
Bir kadın daha melek oluyordu, fakat yine o saatte orada ne işi olduğunu sorgulayacaklardı. Bir kadın daha melek oluyordu, fakat yine kapalıydı kulaklar. Katilin elindeki bıçağı değil, kurbanın bileğindeki saatin gösterdiği zaman önemliydi insanlık(!) için. Bundan şikâyet etmek değildi amaç, bunu düzeltmek için çabalamaktı. Herkes şikâyet ederdi ama çok az kişi kulak asardı. Adalet terazisine oturtulan kanunların gerekçesiyle diye başlanırdı hep söze, ama hiçbir zaman o kanunların gerekçesi uygulanmazdı... Öldürülene hak tanınmazken, öldürene hak tanınır, indirim uygulanırdı.
Gökyüzünde işitilen uğultuya bir annenin feryadı, bir babanın hıçkırıkları karıştı. Ölen her kızın ellerinden doğan umutlar vardı, bu kızları öldürmeselerdi... Çok güzel bir evlat yetiştirebilirdi bu kızlar, şiddet görmeselerdi... Bu kızlar öldürülmeseydi çok güzel sevebilirlerdi, fakat insanlar sevgi değil itaatkârlık istiyordu. Böylesine kirli dünyada kalmak ağır geldi onlara. Belki de bu yüzden teslim oldular ölüme...
...
Oyuncağı olduğumuz katilin elindeki silah her defasında bir kadını sebepsizce hedef alırken, dışarıda onca katilin bir bahane uğruna öldürdüğü kadınlar vardı.
...
Katilin sayısız kurbanı, altı oyuncağı vardı... Hepsiyle yaramaz bir çocuk gibi oynuyordu... Ünlü bir polisiye romanındaki gibiydi her şey. Artık o kitap onların kaderiydi...
...
Kitabın tüm hakları bana aittir. Sözleri ve içeriği çalınması durumunda hukuki işlem başlatılacaktır!
*Kapak: Lavender_odor'a aittir*
Abisi'nin evlenmesiyle sonunda istediğini gercekleştirip kendi evine çıkan sibel başına gelecekleri bilseydi abisi'nin evlenmesine rağmen baba parası yemek için çalışmayı bırak ayrı ev bile tutmamasına sevinir miydi? ya "evim evim güzel evim" dediği evin ona yaşatacaklarını bilseydi ne olurdu? artık onun için yapacak birşey yoktu zamanı geriye alamazdı.Zaman onun için ne gösterecekti bilemezdi ama artık geri dönüşü yoktu. ..
Kötü kalpli bir kadın yüzünden lanetlenmişti o bedeni oyuncak bir bebekti ruhu ise yıllardır o evdeydi tek kurtuluşu lanetli bir aşktı ama kim onu sevebilirdi ki sevse onun için zorluklara katlanır mıydı? kimse katlanamazdı ona göre ya öyle değilse ya onun için bütün zorluklara katlanan biri varsa olabilir miydi?
bütün mutluluğumla evimi temizledikten sonra temizlik malzemelerini koymak için koridorun sağ taraftaki küçük odaya gidiyordum ki bir anda boynumdan tutulup duvara hızla yapıştırılmamla kalbim korkuyla çarpmaya başlamıştım karşımda bir ruh vardı elleri boğazıma sarılı gözleri öyle korkutucu bakıyordu ki boğazım sıkılmasa çoktan cığlığımı basmıştım ben ona korkuyla bakarken o bakışlarımı umursamadan konuşmaya başladı.
"o bebekten uzak dur" demişti ne bebeğinden bahsediyordu ben cevap vermek istesem bile elleri boğazımı öyle bir sıkıyordu ki sesim çıkmıyordu o ise bu durumu önemsemeden cümlesini tekrarlayıp ortadan kayboldu
"o bebekten uzak dur"