O, bir kızdan hoşlanıyordu. Ve hoşlandığı kız onun gözünde ulaşılmazdı. Kız bakmazdı ona. Sevmezdi, görmezdi, kabul etmezdi. Aralarındaki mezhep farkı en büyük sorunuydu. Genç adam bunları düşünüp daha girmediği savaştan mağlup ayırdı kendini. Mağlup olmanın verdiği ağrılı gecelerin birinde ise içindekileri bir yere yazıp dökmek, rahatlamak istedi. Tam da o anda yazdığı iki satır hoşlandığı kızın eline geçti, ufacık bir not kağıdıyla... Hesap etmediği olayın devamında ne yapacaktı?
Peki ya hoşlandığı kız?
O, insanlardan uzak durmayı tercih ediyordu. İnsanlar acımasızdı. Sevgileri yalandı, yaralayıcıydı, dilleri dikenliydi. Onlarla inancı uğruna bir mücadele içerisinde olmak istemiyordu. Bu yüzden hayattaki kargaşalardan, olaylardan uzak durarak koruyordu kendini. İnsanlardan kaçarak, yalnızlaşarak koruyordu kalbini. Ancak şimdi eline geçen not, onu adım adım kaçmak istediği o kargaşaya itiyordu. O ufacık kargaşa büyüyüp tüm hayatını ele geçirdiğinde ne yapacaktı?
Etraflarında dönen olaylar karşısında birbirlerini bulamayan iki gencin hikayesi.
"Biz farklı dünyaların insanları değildik. Aynı dünyaya sığamayan iki farklı karakterdik."
*Wattpad'de yazılan Kalbi Kapalı adlı ilk hikayedir.
Kapı çaldığında sofraya son tabakları yerleştirmekle meşguldum. Gülsüm teyze eli hamurlu olduğu için kapıyı açmamı istediğinde kapıya ilerledim.
Kapıyı açtığında uzun boylu sayılabilecek, üstünde jandarma forması olan, dik duruşlu ve oldukça sert mizaçlı bir adam karşıladı beni. Kim olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Sert bakışları bir an gözlerime değsede hemen çevirdi bakışlarını önüne.
"Buyrun?" dedim çekingen bir sesle.
Bakışları yerdeyken, "Sen kimsin?" diye sorduğunda, yanıtladım.
"Feyza ben. Yeni kiracı."
"İyi, hayırlı olsun," dedi tekdüze bir sesle.
"Sağolunda, siz kimsiniz?" diye sormayı akıl ettim sonunda.
"Bende Eyüp, ev sahibi. Şu an sizin durduğunuz dairede yaşıyorum."
Harika, adamı kendi evine almak yerine hesap mı soruyordum cidden!