İçinde birikmiş, biriktikçe canını acıtan yaralar...
Hem suskun hem de çığlık çığlığa...
Bir iğne bir de iplik...
Yaralarının üstüne kapamak için atılan ama atıldıkça canını acıtan kocaman dikişler.
"Sarabilirim yaralarını. Unutturabilirim.."
Eğikti başım, her zaman ki gibi.. Her zaman olacağı gibi...
"Bazı yaralar sarılmaz Behram Hocam. Bazı yaralar sürekli kanar, iyileşmez. Siz dikiş attım zannedersiz, kolay bir şekilde kapanır zannedersiniz ama öyle değildir Hocam. Bazı yaralara atılan dikişler ona imtihan olur ve onu hep acıtır."