Açık pencereden hafif esen yelle birlikte boya kokuları burnumu doldurmuş ve yanağımı okşamıştı . Boya kokusunu parfümüm olarak kullanacak kadar bağlıydım . Yine resim yapıyordum ; ruhuma , bedenime iyi geliyordu , rahatlıyordum . Resim yapmak benim için sadece bir hobiden ibaret değildi . Hayatımı resimle yaşıyordum , canım sıkkın olduğunda resimle gideriyordum . Duygularımı tek tek fırça darbeleriyle beraber tuvallere aktarıyordum . Resim adeta bir terapiydi benim için . Şövaleler , tuvaller , türlü türlü fırçalar , acı boya kokuları , boyaları inceltmek için kullandığım yağlar , ellerime küçük kesikler bırakan spatulalar benim elim ayağım olmuştu . Her yerde zaman , mekan farketmeksizin ayrılamıyordum resim tutkumdan ...