Açık pencereden hafif esen yelle birlikte boya kokuları burnumu doldurmuş ve yanağımı okşamıştı . Boya kokusunu parfümüm olarak kullanacak kadar bağlıydım .
Yine resim yapıyordum ; ruhuma , bedenime iyi geliyordu , rahatlıyordum .
Resim yapmak benim için sadece bir hobiden ibaret değildi . Hayatımı resimle yaşıyordum , canım sıkkın olduğunda resimle gideriyordum . Duygularımı tek tek fırça darbeleriyle beraber tuvallere aktarıyordum . Resim adeta bir terapiydi benim için . Şövaleler , tuvaller , türlü türlü fırçalar , acı boya kokuları , boyaları inceltmek için kullandığım yağlar , ellerime küçük kesikler bırakan spatulalar benim elim ayağım olmuştu . Her yerde zaman , mekan farketmeksizin ayrılamıyordum resim tutkumdan ...
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024